Doğalgaz Dergisi 67. Sayı (Mart-Nisan 2000)

değerlendirdiğimizde; 201 O yılı itibarı ile yerli kaynaklarımızın enerji üretimi noktasında yetersiz kalacağını söylememiz gerekmektedir. Petrol, gaz olarak olaya baktığımızda, birincil enerji ihtiyacımızın yüzde 60'ını biz ham petrol ve doğal gazdan karşılıyoruz. Petrolümüzün yüzde 90'ını, doğal gazımızın yüzde 9S'ini ithal ediyoruz. 2020 yılı itibarı ile doğal gaz tüketimimizin 82 milyar m3, yine 2020 yılı itibarı ile petrol tüketimimizin 67 milyon ton olacağını hesaplıyoruz . Yine 2020 yılı itibarı ile elektrik enerjisi ihtiyacımızın da 556 milyar kWh'e ulaşacağını bilmekteyiz. Devlet Su İşleri'n i n hidrolik potansiyelimizin 2030 yılları itibarı ile tamamını kullanılabilme noktasında çalışmaları var. Bugünkü potansiyele 15 bin MW bir katkının sağlanabileceği, yap-işlet-devret projelerimiz, oto prodüktörlük projelerimizle de bu kaynağın tamamının 22 milyar dolarlık bir finans imkanı ile hayata Agenda "Yerli enerji kaynağı potansiyelimizin; 105 milyar kW/h linyitten, 16 milyar kW/h taşkömüründen, 125 kW/h hidrolik kaynaklardan istifade etme imkanı var. 201O yılı için ihtiyacımızın ise 294 milyar kW/h olduğunu değerlendirdiğimizde; 201 O yılı itibarı ile yerli kaynaklarımızın enerji üretimi noktasında yetersiz kalacağını söylememiz gerekmektediı" " olacaktır. Dünyada da uranyum rezervlerinin 21. yüzyıl boyunca gerçekleştiri lecek her türlü nükleer güç üretimini kolayca karşılayabileceği kabul edilmektedir. Türkiye'de inşa edeceğimiz nükleer santrallerle de bu önemli kaynak, sektörde kullanılma imkanına kavuşacaktır. Yine yeni ve yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımının artırılması, rüzgar enerjisinin çok daha etkili kullanımının sağlanması, jeotermal, güneş, hidrojen gibi kaynakların enerji arzına katkısının temını mutlaka gerçekleştirilmelidir. Türkiye, bütün bu enerji kaynaklarını ulusal ve uluslararası finans kaynakları ile buluşturup, gerçekleştireceği enerji üretim yatırımları ile vatandaşına çağdaş ölçü lerde, sanayisine dünya fiyatları ile rekabet edebilir; elektrik enerjisini zamanında, güvenilir ve kaliteli sunmayı mutlaka başaracaktır. Bu amaçla Anayasa'mızı geçirilebileceği planlanmaktadır. Yine kömür kaynaklarımızın tamamının enerjiye dönüştürülebileceği dönemi ise, 2030 yıllarına doğru hayata geçecek bir dönem olarak görüyoruz. değiştirdik; çıkarılan uyum kanunları ile bir yandan uluslararası tahkimin nükleer sözleşmelerde yer almasını sağlarken, diğer yandan enerji üretiminin ilkel olmaktan çıkartılarak özel hukuk sözleşmeleri ile özel sektöre enerji üretme imkanı sağladık. Yap-işlet-devret, otoprodüktör sistemlerle, ikili anlaşmalarla anahtar teslim, tamamı kredili finans imkanlarını Türkiye'ye getirme çabaları içinde ça l ışmalarımızı sürdürüyoruz. Bu tablo, Türkiye'ye mevcut kaynaklarının geliştirilmesi ve yeni kaynak arayışlarının hızlandırılmasını emretmektedir. Türkiye, dünya ham petrol ve doğal gaz rezervlerinin yüzde 76'sının bulunduğu Ortadoğu, Kafkas, Hazar bölgelerinin merkezinde yer almaktadır. Türkiye bu konumunun sağladığı avantajları, başlattığı, hedeflediği projeleri hızlı bir şekilde gerçekleştirerek, bir yandan 21. yüzyılın enerji koridoru olarak sektörde belirleyici, diğer yandan sınırları içindeki yatırım l arı ile enerji terminali olacaktır. Öte yandan, 21. yüzyıl petrol ve gaz ihtiyac ı nın güvenli olarak da karşılayabilme imkanına sahip olacaktı r. 2004 yılı Nisan ayında Hazar petrollerinin Ceyhan hattı ile alındığı, 2001 yılında Samsun'da ve Doğu Beyazıt'da gaz akışının sağlandığı, daha sonra Hazar geçişli Türkmen doğal gazının 2002 yılında teslim alınıp Avrupa'ya taşınabildiği imkanlarla Türkiye, 21. yüzyıla enerji kaynakları bakımından güvenli bir adım atmış "Türkiye bütün ulusal ve uluslararası finans kaynakları ile gerçekleştireceği enerji üretim yatırımları ile vatandaşına çağdaş ölçülerde, sanayisine dünya fiyatları ile rekabet edebilir; elektrik enerjisini zamanında, güvenilir ve kaliteli sunmayı mutlaka başaracaktı," " Enerji sektörünün yeniden yapılandırıl ması, bir yandan elektrik piyasası kanunu, bir yandan da doğal gazda liberasyonun sağlanması, Petrol İşleri Genel Müdürlüğü'nün düzenleyici bir kurum haline getirilmesi noktasındaki yasal çalışmalarımızı da bitirmek üzereyiz. Ben sözlerimi burada noktalarken, Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi'nin kuruluşunun 50. yıldönümünü bir kez daha kutluyorum. Yapılan çalışmalara emeği geçmiş, aramızdan ayrılmış olanları rahmetle yadediyorum. Daha nice yıllarda sektörde katkılarının devanı etmesını diliyor, sizleri saygıyla selamlıyorum." Doğol Gaz Dergisi 75 lffifiiSIM•ll►J•I•It►M•fJ

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=