Doğalgaz Dergisi 67. Sayı (Mart-Nisan 2000)

enerji tüketimini olumsuz yönde etk i lemiştir. ETW senaryolarında ortalama yıllık büyüme hızlarının aralığı %3,3 ile %3,8 olarak belirlenm iştir ancak, son sekiz yılda toplam dünya ekonomisinin ortalama büyüme hızı sadece %2,8 olarak gerçekleşmişti r ki, (bunun da %2,S'i sadece pazar ekonomilerine aittir), uzun dönemde bu daha da azalabilir. enerji yoğunluğunda da ETW'de tahmin edildiği gibi hızlı bir düşüş gözlenmemiştir. WEC ve IIASA (lnternational lnstitute for Applied Systenı Analysis) bütün bu değişiklikleri dikkate alarak, hem 1995 hem de 1998 yıllarında küresel enerji senaryolarını güncel l eşti rnıişler ve sonuçlarını "Küresel Enerji Perspektifleri-Global Energy Perspectives" adı altında yayımlamışlardır. • Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler arasındaki mali işbirliği 1993 yılından beri bir ilerleme gösterememiştir. Dünya Bankası'nın en son verilerine göre, OECD ülkeleri yalnızca Resmi Kalkınma Yardınıı-Official Developnıent Aid ile ilgili uluslararası taahhütlerini yerine getirememekle kalmayıp, (1998 yılı GSYİH'nın %0,2'sinden biraz fazla olarak gerçekleşm iştir ki, taahhütte bulundukları oran %0,7'dir), Direkt Yabancı Yatırınıı-Foreign Direct lnvestnıent'ın büyük miktardaki bölümünü içeren bugün yıllık yaklaşık 100 milyar $ civarında olan (portföy yatı rı mlarının hariç tutulması durumunda) kısmının kullanılması için uygun kurumsal araçları oluşturmada da başarısız olmuşlardır. WEC, temel sorunun finansal sıkıntıdan kaynaklanmadığını aksine küresel sermaye kaynaklarının, esas itibariyle enerji sektöründen gelen herhangi bir potansiyel talebi karşılamada gerekenden fazla olduğunu göstermek amacıyla, 1997 yıl ında "Financing The Global Energy Sector: Task Ahead-Küresel Enerji Sektörünün Finansmanı" isimli bir rapor yayımlamıştır. 1997 çalışmasında ve ETW'ce yapılan enerji yatırım geresin imlerine il işkin tahminler (1990-2020 yılları için yaklaşı k 30 trilyon $), WEC'in IIASA ile 1998 yılında hazırlamış olduğu Küresel Enerji Persfektifleri isimli raporunda azaltılmış olup, çok sayıdaki ülke için bu konudaki anahtar nokta, halen yeni enerji projeleri için ihtiyaç duyulan yerli ve yabancı sermayeyi çekecek yasal, finansal ve pazar reformlarının gerçekleştirilmesine ilişkin çalışmaların sürdürülmesi olmaktadır. Halen, genel olarak riskler ve ticari maliyetin yüksek olması nedeniyle gelişmekte olan bir ülkeye yatırını yapmak, gelişmiş ülkeye nazaran daha pahalıya mal olmaktadır. • 1993 yı l ında dünyadaki yaklaşık 1,8 milyar insan ticari enerjiden faydalanamamaktaydı. Son 8 yılda yaklaşık 300 milyon insanı elektrik şebekesine bağlayan veya onların modern bionıas ve diğer ticari enerjiye sahip olmasını sağlayan çabalara rağmen, halen 1,6 milyar insanın bu durumda olduğu sanılmaktadır. 2020 yılına kadar doğacak Doğal Gaz Dergisi 80 Agenda olan 1,4 milyar insanın dört-beş yüzü de onlara dahil olacaktır. Bu insanların çoğu gelişmekte olan ülkelerde gecekondularda ve kırsal kesimde yaşamaktadır. Ekonomik büyüme nedeniyle zenginden fakire gelir akışının etkileri ve enerji altyapısının, bu insanların enerji darlığı sorunlarını çözmek için yeterli olmadığını göstermek amacıyla, WEC tarafından yapılan "Gelişmekte Olan Ülkelerdeki Kırsal Enerji Darl ığı Mücadelesi-The Challenge of Rural Energy Poverty in Developing Countries" adlı çalışma, Ekim 1999 tari hinde yayımlam ıştır. Yerinde, güvenilir ve uygun ödeme sistemlerinin kurulmasıyla, uygun yenilenebilir kaynaklarla birleşerek, bionıas kırsal kesimin en önemli kaynağı olmaya devam edecektir. Uluslararası Çevre Gündemi Diğer ülkelerdeki pek çok kişi gibi gel işmekte olan ülkelerde yaşayan insanların çoğunluğu için en çok lokalize olan ve sağlığa en çok zarar veren kirlilik, enerjinin konut sektöründe uygunsuz kullanımından kaynaklanmaktadır. Gittikçe artan kentleşme ile birlikte, çoğunlukla ulaştırma sektöründeki zayıf donanım lı araçlarda, yüksek oranda sülfür içeren yakıtların kullanılması nedeniyle, büyük şehirlerdeki lokal kirlilik ETW'nin yayımlanmış olduğu tarihe nazaran daha da artmıştır. ETW'nin yayımlanmasından sonra geçen 8 yılda, dünyadaki toplam birincil enerji arzın ın karbon yoğunluğundaki doğal azalma da durmuştur. Gelişmekte olan ülkelerin artan enerji ihtiyaçları sonucu ortaya çıkan enerji yoğunluğu ile olası karbon yoğunluğunu önceki seviyelerinin altına indirmedeki zayıf olasılık da göz önüne alınırsa, yoğunluğun azaltılması için gerekli tedbirlerin bir an önce alınmaması halinde, sera gazı em isyonları ETW'nin bugünden 2020 yılına kadar olan süre için tahmin ettiği değerlerin üzerine daha da erken çıkacaktır. • 1993 yılından 2000 yıl ına kadar olan dönem içerisinde meydana gelen en önemli deği şikliklerden bir tanesi bölgesel b i rleşmenin ve enerji ticaretinin arttı r ılması ile birlikte enerji piyasasında yeni düzenlemelerin ve yeniden yapılanmanın yaygınlaştırılmasıdır. WEC, 16 ülke için pazar yapısında, düzenleyici mekanizmalarda ve enerji ticaretinde meydana gelen değişikliklerl e ilgili olarak yapmış olduğu çal ı şmayı "Enerji Sektörü Liberalizasyonunun Yararları ve Eksiklikleri-The Benefits and Deficiencies of Energy Sector Liberalization", adı altında Eylül 1998'de Huston'daki Dünya Kongresi'nde yayımlam ıştır. Söz konusu çalışma halihazırda 100 ülkeyi kapsayacak şekilde genişletilmektedir. • Esas olarak, 1992 yılında Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi-United Nations Framework Convention on Climate Change (UNFCCC) önderliğinde başlayan ve akabindeki Partiler Konferansı-Conference of Parties (COP) toplantıları tarafından takip edilen ve nihayetinde 2001 yılında gerçekleşecek olan 9. BM Sürdürülebilir Kalkınma --------------uz Mart-Nisan 2000 Sayı 67

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=