Doğalgaz Dergisi 70. Sayı (Eylül-Ekim 2000)

Agenda durumu tespit etmek istiyorum- 19901 997 arasında bu artan enerji ihtiyacını karşılayabilecek düzeyde Türkiye'cle yatırımlar yapılmamıştır. Şu yaptı, bu yapmadı, ben bunu ifade etmiyorum; ama neticede Türkiye'nin bu zaman içinde artan enerji ihtiyacını karşılayacak düzeyde enerji yatırımlarının yapılamadığını ifade etmek istiyorum. Peki bu niye yapılamamıştır? Her şeyden önce en önemli sebep, kaynak eksikliğidir, "Türkiye 'nin artan enerji ihtiyacmı karşılayacak düzeyde eneıji mütabık kaldık, kendileri bir kararname sevk ettiler. Yine geçici ele olsa, bunu burada ilk defa ifade ediyorum, bir değişiklik daha yapacağız. Özellikle rüzgara dayalı otoproclüktörlercle çok kısa bir süre itibarı ile düşünüyoruz, yani TEAŞ satış bedelinin yüzde yüzünü üreticiye yani otoprodüktör üreticisine ödemek dileğindeyiz. Böylelikle burada önemli bir adım atılabileceğini düşünüyoruz. Bu teşvikin üst düzeye çekileceğini düşünüyoruz. yatırımlarınm yapılamamasının nedeni, kaynak eksikliğidiı� Pahalı eneıji projelerinin finansını sağlayabilme konusunda, yatırım için yeterli kaynağın bulunamamasıdır. " pahalı enerji projelerinin finansını sağlayabilme konusunda yatırım için yeterli kaynağın bulunamamasıdır. Biz 97'cle göreve geldikten sonra, özellikle yerli yabancı özel sektörün finans kaynaklarını enerji sektörüne akıtılabilmesi ile ilgili hızlı çalışmalar yaptık. Daha önce yap işlet devret modeli devredeydi. Biz bu modeli yap işlet modeli ile destekledik. 55. Hükümet döneminde meclisten yasayı çıkarttık. Ardından bu yasa ile ilgili müdahaleleri gerçekleştirdik. Yine devamında şirketleri görevlendirdik, finanslar sağlandı, temeller atıldı verilen süreler, ki iyi gidiyor. Yani şu anda Türkiye'nin en parlak beş projesi Enerji Bakanlığı adına, bu projeleri yarışmaya mı soktunuz diye düşünebilirsiniz, ama gerçekten öyl e. Yani Türkiye'nin 2003 yılı itibarı ile enerji açığının kapatabilecek bir güç. Türkiye'de milyar kilowatt saat elektrik üretecekler. Türkiye'nin şu anda üretmekte olduğu elektriğin hemen hemen üçte birini karşılayacaklar. Tabii önemli bir kaynak bu onun için üzerinde durarak geçiyorum ve ilk defa biz kanun çıkarttık, gerçekleştirdik. Demin belirttiğim safhalardan geçtik. Bizden önceki hükümet döneminde başlamış bir özelleştirme projesi vardı. Gerek üretim tesislerinin, gerek dağıtım tesislerinin işletme hakkının devredilmesi ile ilgili. Burada çok hızlı gidemedik. Kaç tane dava açıldı diyorsunuz, 90 tane. Yani bir hukuk mücadelesi içine gireli bu yap işlet devret modelleri, çekişmeye girdi Türkiye; üretim tesisleri, dağıtım tesisleri özel sektöre devredilsin mi devredilmesin mi? Zor bir süreçten geçtik, halen de geçmeye devam ediyoruz. Tabii bizim yine otoprodüktörlere (sanayicimizin kendi ihtiyacı için elektriğini üretebilme imkanı) ben göreve geldiğimde TEAŞ ın ürettiği elektriğin yüzde 65'i ödeniyordu. Fazla elektrik üreten otoprodüktörlere dönüp baktık, niye fazla üretsinler dedik, yüzde 65 bedelle. Orada değişiklikler yaptık, yani otoprodüktörlük yönetmeliğinde çok yönlü, daha fazla üretim yapmaya yönelik değişiklikler yaptık. Ayrı görev bölgeleri içinde aynı holdingin elektrik nakli yapabilmesi imkanını getirdik. Şu geçtiğimiz dönem itibarı ile hemen hemen özel sektörün bu anlamda gerçekleştirdiği yatırımlar ile bizim devlet olarak gerçekleştirdiklerimiz at başı gidiyor. Şu ana kadar önemli bir problem yaşamadık. Bu geçiş döneminde ise daha ciddi desteklemek, daha ciddi teşvik etmek dileğindeyiz. Özellikle enerji üretimi için kullanılan yakıtların üzerindeki vergilerin ATF ve AFİF'in tamamen kaldırılması için çalışıyoruz. Bu konuda maliye bakanımızla Doğol Gaz Dergisi 89 Sektörde bir başka çalışmamız, özellikle yerli ve yabancı özel sektörün kaynaklarını sağlama yolunda yaptığımız -bizden daha önce de bu şeyler yapılıyordu- hidrolik projelerde ikili anlaşmalarla anahtar teslim işler. Buna en güzel örnek Kahta. 120 milyon dolarlık bir yatırım, işte Türk ve yabancı şirketler bir araya geldiler, bir baraj inşa ettiler. Dört yılda bu 120 milyon dolar kendini amorti ediyor. Şu anda üst düzeyde üretimi gerçekleştirebildiğimiz bir barajımız. Her şeyden önce, belki de en önemlisi, 44 ayda tamamlandı. Çünkü bizim kendi yaptığımız barajları on ile on beş yıl arasında ancak bitirebiliyoruz. Daha önce biten barajlarımız var, ama istisna. Tabii süre çok önemli, özellikle enerji yatırımlarında. Bu süreyi kısaltan şeyin ne olduğunu hepimiz biliyoruz; para, yani finans. Tabii ki eğer sağlıklı para akışı yapsak, devlet su işlerimiz de beş yılda, dört yılda bu barajları rahatlıkla bitirebilir. Ama bizim bunun için ayırabildiğimiz ödeneklerimiz maalesef çok düşük düzeyde kalıyor. Bu sefer inşaat projelerimiz de uzuyor. İşte biz bu Kahta Barajı örneğini gerçekleştirebilmemiz bakımından Türkiye'nin hemen hemen bütün bölgelerinde, yirmi sekiz proje hazırladık. Bu yirmi sekiz proje ile ilgili, ülkelerle anlaşmalarımızı yaptık. Anahtar teslim yapılması ile ilgili. Şirketler belirlendi, bunlar görevlendirildi. Bu yirmi sekiz barajın toplam enerji arzı, yanılmıyorsam -yanlış bir şey ifade etmek istemiyorum- hemen hemen 1 O milyar kilowatt/ saat'e yakın. Ve bir başka önemi de: Türkiye şu ana kadar ancak yüzde otuzunu kullanabildi hidrolik kaynaklarının. Bu, yüzde otuza yüzde on ilave edecek bir proje, yani Türkiye'nin yetmiş beş yılda ancak yüzde otuzunu kulandığı bu kaynaklara, ikili anlaşmalarla, anahtar teslim projelerin gerçekleştirilmesi halinde bir yüzde on eklenecek, önemli bir mesafe alınmış olacak. 1997 yılının Temmuz ayı itibarı ile yapılan bir değerlendirme var, 21 bin 750 megawatt. Yedeksiz bir enerji arzı var. Biz bu geçen üç yıl zarfında 5 bin megawattlık bir güç ekleme imkanına sahip olduk. Ağustos 2000 sonu itibarı ile de 27 bin megawatta ulaşabildik. Tabii enerji talebinin 2005, 201 O, 2020 yılına doğru ve yılda, her yıl biraz önce belirttiğim mertebelerde artarak gelirse, kabaca 201 O yılına geldiğimizde bizim bu enerji yatırımlarımızı ikiye katlamamız gerekecek. Tabii yabancı yatırım, yerli ve yabancı özel sektörün finans kaynaklarının sektöre sağlanabilmesi noktasında karşılaştığımız en önemli sıkıntılardan biri de uluslararası tahkim sorunuydu. Eylul - Ekim 2000 Sayı 70

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=