yapmam çok zor. Ama en azından benim düşüncem şöyle: Diyelim BOTAŞ gazı 100-110 dolar arasında bir fiyatla alıyorsa, bunun üzerine önce Samsun-İpsala arasındaki hattın amortisman bedelini, sonra da mesela %5 gibi bir ilave koyarak satış fiyatını belirleyebilir. Bu biraz da Rusya'nın Almanya'ya satış fiyatına benziyor. Bu fiyatın Yunanistan'ı da rahatsız etmemesi lazım. Çünkü Yunanistan'da Türkiye'ye karşı hareketler çok fazla. Do/ayısıyla; "Hem Türkiye'den gaz alıyorsun hem de fazla ödüyorsun. " dedirtmeyecek bir fiyat seviyesinde iki taraf arasında anlaşma olacağına inanıyorum. Ben şuna inanıyorum; bir proje kendi içinde fizible değilse, o projenin gerçekleşme şansı da az oluyor. Türkiye daha çok kendi içinde fizible projelere bel bağlamalı. Bu projenin fizible olmayacağı şeklinde basında, medyada çıkan görüşlerin hiçbirine katılmıyorum. Esasında bütün projelerde ilk yıllarda geçen miktar az olur. Fakat bu projeler zamanla öyle bir hale gelir ki; mesela şunun içinden geçen gazın debisinin maksimum hedefi -36 inçte 7 milyar m3'tür- şuraya 7 milyar m3 koyalım. . . Bütün projeler aşağı yukarı şöyledir; grafik eğrisi bir süre yatay gider. Ondan sonra eksponansiye/ bir vaziyette dikleşir. Fizibiliteyi yaparken bunun ortalaması alınır. Fizibilite en az 15 yıllık yapılır. Fizibilitede bir "cash f/ow" hazırlanıyor. Bu "cash f/ow" her yıl kar ve zararın ne olduğunu gösteriyor. Başlangıçta eksi gidiyor. Milletin gözü korkuyor. Ama olay öyle değil. Bir noktadan sonra öyle bir artıya giriyor ki, hepsini topladığınız zaman artılar çok fazla olduğu gibi projenin bütünü de son derece fizible olabiliyor. Burada önemli konu, hiç olmazsa makul bir transit ücretini yakalamış olmak gereğidir. Bu "dostluk hattı" dediğimiz anlaşmanın içine bir de AGENDA ticari projeyi fizible yapacak bir rakam yerleştirilebilirse, doğru bir işlem yapılmış olur. Yunanistan'ın nüfusu kalabalık değil. 1 O milyon nüfuslu bir ülke. Mesafeler de o kadar uzun değil. Görüyorsunuz biz, 225 km'yi yapıyoruz, onlar sadece 85 km'yi yapıyorlar. Kaldı ki bu kompresörsüz 1, 7 milyar m3'Jük gazın üçte biri Kometini'ye gelir Bu projenin fizible olması, para kazandırmasından ziyade, politik özellikleri ağır basıyor. İki ülke arasında bir dostluk bağı oluşturması fikri ağır basıyor. Dolayısıyla "bu proje fizible değil, neden yapalım" gibi görüşlerin doğru olmadığın kanaatindeyim. Zaten bütün projeler böyle başlar. gelmez orada kurulan bir santral tarafından kullanılacak. O tarafta tüketileceğini düşünürsek bunun üçte ikisi belki Kavala, Selanik gibi şehirlerde kullanılacak demektir. Onun için ayrı bir gaz hattı yapmaya gerek yok. Şu anda Trans Ba/kan'a bağlanan 30 inçlik hat ve onun devamı sanıyorum bunu kaldırır. En az birkaç yıl için kaldırır. Bu kadar acele etmelerine gerek yok. Ama ileride Türkiye'de olduğu gibi ihtiyaçlar arttıkça bu ihtiyaçları karşılayacak şekilde, mevcut 24 ve 30 inçlik hatlara "loop" yapmak Do�ol Gaz Dergısi 47 Mart - Nısan 2002 Sayı 79 suretiyle artan ihtiyacı karşılayacak bir sistem oluşturacaklarına inanıyorum. Trakya'da yapılan /oop/ar gibi. Türkiye'nin enerji köprüsü olma arzusu En azından köprü görevini başlatan güzel bir proje olur. Biz, hep kendi içimizde "Türkiye enerji terminali" deyip duruyorduk. Bakü-Ceyhan petrol hattının bir realite olduğunu artık bütün dünya tanıdı. Hatta yapılmakta diyebiliriz. Buna ilaveten gaz için de bu adım atıldı. Enerji terminal olma durumu iddianın da önüne geçti. Gerçek oldu, dedirtecek bir proje geliyor. En azından bu projenin birinci ayağı oluşmakta. Benim kanaatim şu: Her şeyde olduğu gibi bu konuda da Türkiye illa köprü görevini ispatlamak için projeler icat ederse doğru olmaz. Köprü görevini yapmak için projenin mutlaka fizib/e olması lazım. Bence asıl büyük proje; Kometini'yi Karacabey'e bağlayan bir projeden ziyade, Türkmenistan ve Şah Denizi gazını Avrupa'ya bağlayacak olan projedir. Hatırladığım kadarı ile ancak 30-35 milyar m3 civarında gazın Türkiye üzerinden Batı Avrupa'ya aktarılması durumunda fizible olacağı benim katıldığım uluslararası konferanslarda ifade edilmişti. Türkmenistan'dan başlayacak; geçerken de Şah Denizi'nden gazı alacak; Gürcistan ve Türkiye üzerinden geçecek; Balkanlar'dan, Macaristan üzerinden Slovakya'dan, Avrupa'nın ortasına kadar uzanacak. Böyle bir hattın yapımı fizible olabilir. Ancak yapımına karar vermeden önce dünyada gaz konusundaki konjonktüre/ gelişmelere bakmak lazım. Sibirya'daki gaz azalmaya başladı. Ama Sibirya hemen Yama/ Yarımadası'ndan çıkan gazı bunun yerine koyarak, neredeyse eski stok seviyesinin de üzerinde kalacak şekilde yeni rezervler buldu. Bu yeni re-
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=