oluşmasında bu önemli bir konu olarak karşımıza çıkmakta. Hazine garantilerinin durumu da henüz açıklık kazanmadı. Devlete satılan elektriğin fiyatı tartışılması gereken konular arasında. istismar edici fiyatlar olmamalı, mevcut sözleşmelere uyulmalı. Devlet şirketlerinden özel sektöre geçişte gelişmeler yavaş olacak ve zaman alacak. Yasa TETAŞ'a bazı kontratları özel şirketlere devir olanağı veriyor. Ancak bunların nasıl yapılacağı belirlenmedi." Enerji işleri Genel Müdürü Selahattin Çimen, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı'nın ekonomik kriz sonrasında yaptığı "Arz-Talep Projeksiyonu"nu sundu. 2001 yılında 126.9 kWh olan talebin, 201 O yılında 265 kWh, 2020 yılında 528 kWh olması bekleniyor. Gayrisafi Milli Hasıla artışıyla orantılı olarak talepteki artış tahminleri ise şöyle: 2002-2005 yılları arasında %6,7 oranında artması beklenen GSMH'yagöretalepartışı da %9,6 olarak gerçekleşecek. 2006-2010 yılları arasında ise GSMH %7,7 oranında, talep artışı ise %8,6 oranında gerçekleşecek. Neil Gough "Yeni aktörlerin piyasaya girmesinde B0TAŞ'ın fiyatları belirleyici olacaktır. Piyasa girenler büyük bir rekabetle karşılaşacak. BOTAŞ elindeki gaz fazlasını kullanarak rekabet yaratabilir. " Türkiye'nin enerji köprüsü olma arzusunun gerçekleşeceğinin en belirgin göstergesi Avrupa Komisyonu Türkiye Masası Şefi Massimo Maraziti'nin sunumunda ortaya çıktı. Maraziti, gerek Hazar havzasından, gerekse Orta Doğu'dan Avrupa'ya gaz gelecek en mantıklı ve en güvenli güzergahın Türkiye olduğunu belirtti. Türkiye gaz pazarının hızlı bir şekilde geliştiğini söyleyen Maraziti, rekabetçi bir pazara hazırlanan Türkiye'deki mevzuatın iyileştirilmesinin söz konusunu olacağını bildirdi. Gelecekte AB pazarının nasıl şekilleneceği konusunda Maraziti'nin verdiği bilgiler şöyleydi: "AB'nin kaynak çeşitlendirme portföyü içinde Türkiye önemli bir yere sahip. AB'nin gelecek yıllarda ithalat bağımlılığı artacak. Bu nedenle kaynak ve güzergah çeşitlendirmesine gidilecek. Büyük bir pazar haline gelecek AB gaz pazarı, entegre, rekabetçi ve açık bir pazar olacak. Tek bir geçiş yolu yerine hem finansal, hem çevresel açıdan cazip olması için AGENDA özel şirketlere kolayl ık sağlanıyor." AB Komisyonu'nun uzun vadeli al ya da öde sözleşmelerine bakmadığını söyleyen Maraziti, uzun vadeli sözleşme gereken durumlarda da tedariğin güvenliğini sağlamak için bu sözleşmelere destek verilebileceğini belirtti. BP Uluslararası Düzenleme Grubundan Neil Gough da sunumunda Türkiye gaz pazarıyla ilgili değerlenSoldan sağa; Selahaıtin Çimen, Namık Kemal Kılıç, Massimo Maraziti, Nei/ Gouglı dirmede bulunurken, meydana gelebilecek olumsuzluklarla ilgili lngiltere ve lspanya'daki uygulamalardan örneklerverdi: "Türk doğal gaz pazarı serbestleşirken birkaç yıl tedarik fazlası olacaktır. Bunun çözülmesi gerekir. Yeni aktörlerin piyasaya girmesinde BOTAŞ'ın fiyatları belirleyici olacaktır. Piyasa girenler büyük bir rekabetle karşılaşacak. BOTAŞ elindekigazfazlasını kullanarak rekabet yaratabilir. Yeni aktörler, al ya da öde anlaşmalarını kabuletmeyecektir. Gazfazlasının olduğu piyasada yeni katılımcıların rolü büyük. Fiyatlaryeni katılımcıların istediğidüzeyde olmalı. ihale sistemi olmalı. Bütün katılımcılar, aynı koşul ve fiyatlarla piyasaya girmeli. BOTAŞ gaz satmamalı, sadece aracı olmalı. BOTAŞ yeni aktörlerin müşteri edinmesini engellememeli. lngiltere'de müşterilere eşit uygulama getirilmişti. Müşterilerin yeni aktörlere güven duymaları çokönemli. Güven oluşmazsa arzfazlası ortaya çıkar. Fiyatdüşebilir. Ekonomi olumsuz etkilenir. Yeni aktörlerin, müşteri ilişkilerini düzenlemeleri, sayaç okuma, faturalandırma, tahsilatdüzenlemeleri zaman almaktadır. Aktörlere bu uygulamaları yapabilmeleri için zaman verilmeli." TPAO Genel MüdürYardımcısı Can Bakiler ise, doğal gazın yer altı depolarında saklanma sistemini ve BOTAŞ adına Değirmenköyve Kuzey Marmara Denizi'nde yapılan doğal gaz yer altı deposuyla ilgili bilgi verdi: "Doğal gaz ithal eden ülkeler, ulusal tüketimlerinin belli bir kısmını depolamak zorundalar. Türkiye de gaz kullanımının mevsimsel tüketim, pik saatler, stratejik faktörler, gaz tedariğinde beklenmedik faktörler ve doğal gaz tüketimindeki düşüşleri göz önüne alarak geçtiğimiz yıllarda Değirmenköy ve Kuzey Marmara Denizi'nde Dogol Goz Oergısi 61 Kasım - Aralık 2002 Sayı 83 doğal gaz deposu inşaatlarını başlattı. Türkiye'nin bugün itibariyle 20 milyar metreküp civarında bir tüketimi söz konusu. Doğal gaz depoları için en fızible seçenek, tüketilmiş hidrokarbon rezervuarlarında tutmak. Kuzey Marmara deposu 1997 yılında yapıldı. 40 metre derinliğinde. Rezervuarşu anda gaz depolama için uygun düzeye ulaştı. 1 .30 milyar metre küp gazdepolama, 1 .64milyarmetreküpyastıklama kapasitesine sahip. 2004 yılının sonuna doğru kuyulartamamlanmış olacak. 2005 yılında da ilk döngüye başlayacak." Konferansın dikkatçeken sunumlarından biri de Güney Ege Limited Şirketi Gerıel Müdürü Afif Demirkıran tarafından gerçekleştirildi. Demirkıran, Yap-işlet, Yap-işlet-Devret ve işletme Hakkı Devirleri projelerinin uygulamalarından örnekler verdiği konuşmasında, işletme Hakkı Devirleri'nin bugüne kadar gerçekleştirilmemiş olmasının yarattığı sakıncalara değindi. Gerek üretimde, gerekse dağıtımda işletme hakkı devirlerinin bir an önce tamamlanması gerektiğini belirten Demirkıran, devir yapılmadığı takdirde bu tesislerin ayakta kalmasının mümkün olmadığını söyledi. Tesislerin rehabilitasyonlarının devlet tarafından yapılamadığını ifade eden Afif Demirkıran, Hazine, Dünya Bankası ve IMF'nin devirlerin yapılması konusunda isteksiz olduğunu kaydetti. Liberal piyasa oluşmadan tesislerin varlık satışının mümkün olmadığını söyleyen Demirkıran, "Türkiye yıllardır özelleştirme için çalışıyor. Enerjide güçlü bir hukuki yapının olmaması ve özelleştirme karşıtı lobi nedeniyle başarılı olunamadı. Türkiye'de yatırımcı kalmadı. Yatırımcının güvenini kazanmak gerekir. Doğrudan yabancı yatırımın Türkiye'ye gelmesi gerekir. Bunun için de enerji, potansiyeli en yüksek sektördür" dedi. �
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=