.. Petroleum Fuan2003 Petroleum Fair 2003 Eııerji ııe Tabii Kayııaklar Bakam Dr. Hilmi Giiler Avrasya'nın petrol ve doğal gaz sektöründeki en büyük fuarı Petroleum 2003, 10-13 Nisan 2003 tarihleri arasında istanbul'da gerçekleştirildi. Enerji Fuarcılık ile Alman fuarcılık firmaları Deutsche Messe AG ve Messe Frankfurt işbirliği ile organize edilen fuara, petrol sektörünün önde gelen firmaları katıldı. Katılımcılar arasında TPAO, BOTAŞ, TÜPRAŞ, Petrol Ofisi, BP, Shell, Opet, Sunpet, Moil, Alaaddin Middle East, Amity Oil ve ENi dünyanın önde gelen petrol firmalarının yanı sıra, doğal gaz ve LPG sektöründe faaliyet gösteren Aygaz, Demirören, 2A Mühendislik, Alfa Tekni k Makina San. Tic. Ltd. Şti, CSA Akaryakıt LPG Dispenserleri ve Pompaları, Mekser Makina San. Tic. Ltd. Şti, Mepsan Petrol Cihazları A.Ş., Tekser A.Ş., Topkapı Endüstri Malları Tic. A.Ş., UP Birleşik Petrol, Yenen Mühendislik şirketleri yer aldı. Fuar kapsamında gerçekleştirilen konferansta ise, "21. yüzyı lın Doğu ile Batı arası ndaki enerj i köprüsü Türkiye'nin geleceği; Yeni Petrol Yasa Tasarısının dağıtım ve rafinaj sektörü üzerine etkileri, Irak savaşının sektöre yansımaları, Türkiye'deki hidrokarbon arama ve üretim faal iyetleri, Yeni Petrol Yasa Tasarısının arama sektörü üzerindeki etkileri, Liberalleşen doğal gaz piyasasının geleceği ve tüketiciye etkileri" konulu oturumlar düzenlendi. Enerji Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Fikret Baran' ı n yönettiği "Liberal leşen doğal gaz piyasasının geleceği ve 18 Nisan 2003 Sayı 86 Doğal Gaz, LPG & Fuel Oil Dergisi tüketi ciye etkil eri" konulu oturumun konuşmacıları ise, İTÜ Petrol ve Doğal Gaz Böl üm Başkanı Prof. Dr. Abdurrahman Satman, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı'ndan Niyazi Özgür, İGDAŞ Genel Müdürü Süreyya Polat ve Shell Gas&Power Turkey Başka-nı Nusret Cömert'ti. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Dr. Hilmi Güler, konferansın açılışında gerçekleştirdiği sunumunda, Türkiye'nin yeni enerji politikalarına değindi. Ekonomide son dönemde yaşanan krizin etkileri de dikkate alınarak elektrik enerjisi talebinin yeniden revize edildiğini belirten Güler, elektrik enerjisi talebinin 2010 yılında 265 milyar kWh ve 2020 yılında ise 528 milyar kWh olacağının tahmin edildiğini söyledi. Bu talebi karşılamak için 2001 yılında 28 332 MW olan elektrik enerjisi kurulu gücünün, 2010 yılında yaklaşık 52 bin MW'a, 2020 yılında ise 103 bin MW'a ulaşacağının beklendiğini ifade eden Bakan Güler, enerji piyasasının liberalleşmesine yönelik olarak yapılan faaliyetler hakkında da şu bilgileri verdi: "Dünya petrol fiyatlarındaki inişleri iç piyasaya yansıtmaya çalışıyoruz. Vergi yükünün azaltılması yönünde başlattığımız çalışmaları hızlandıracağız. Böylece akaryakıt fiyatlarını makul düzeylere indirmeye çalışıyoruz. Bildiğiniz gibi son birkaç gün içinde çeşitli akaryakıt ürünlerinde 17 kez indirim gerçekleştirdik. Otogazın fiyatını 9.03 oranında, fuel-oilin fiyatında 5 kez indirimle toplam 10.99 oranında, gazyağında da 3 kez yapılan indirimle toplam 9.40 oranında indirim gerçekleştirdik." Doğal gazda en önemli sorunun al ya da öde şartlı sözleşmeler ve özellikle 2005 yılından sonra tüketilmesi mümkün olmayan, ancak parasının ödenmek zorunda kalınacağı gaz bağlantıları olduğunu belirten Bakan Güler "Rusya Federasyonu'ndan ithal edilen ve üç ayrı fiyat uygulanan gazın fiyatının her bir doğal gaz alım anlaşmasında eş baza getirilmesi amacıyla, 2003'ün Şubat ayında Ankara'da Gazexport Şirketi ile yoğun görüşmeler başlatılmıştır. Rusya Federasyonu ile yapılan doğal gaz alım anlaşmalarında, hem fiyatların hem de miktarların düşürülmesi için başlatılan görüşmelere önümüzdeki günlerde devam edilecektir" dedi. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı, ayrıca, yenilenebilir enerji kaynaklarının teşviki ve desteklenmesi amacıyla gerekli mevzuatın oluşturulması çalışmalarına, ilgili tüm kamu kuruluş ve sivil toplum örgütlerinin katılımı ile AB direktifleri de dikkate alınarak önümüzdeki günlerde başlanacağını ve Ar-Ge çalışmalarına gereken önemin verileceğini belirtti ve şöyle devam etti: "Bugüne kadar yapılan, ancak Hükümetimizce, gereken önemin verilmediğini düşündüğümüz çalışmalar çerçevesinde; ülkemiz jeolojik açıdan yüksek hidrokarbon potansiyeline sahip görünmemektedir. Türkiye'nin gittikçe artan enerji talebinin büyük kısmını oluşturan petrol ve doğal gazın, stratejik hammedeler oldukları da göz önünde bulundurularak, yurt içi arama faaliyetlerinin yanı sıra yurt dışında da özellikle Orta Asya Türk Cumhuriyetleri'nde
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=