örüs • opinion BOTAŞ verileri esas alınarak yukarıdaki tablo hazırlanırken BOTAŞ'ın resmi verilerinde gösterilen rakamlarda çok ciddi yanlışlıkların olduğu ortaya çıkmıştır. Bu sebeple yanlışlıklar tablodaki hesaplamalara dahil edil memiştir. Örneğin BOTAŞ verileri dikkate alındığı takdirde Türkmenistan'da 2006 yılından itibaren 5 milyar metreküpten başlayan ve 2020 yılında 16 milyar m3/yıl ulaşan miktarda doğal gaz alınacağı belirtilmiştir. Oysa Türkmenistan'la böyle bir niyet anlaşması imzalanmış olmasına rağmen daha sonra Hazar Denizi'nin statüsü sorununun çözülememesi, Türkmenistan ile Azerbaycan arasında sorunların çıkması ve diğer sebepler yüzünden bu anlaşmanın fiilen durduğu ve yakın bir gelecekte de anlaşmanın hayata geçirilemeyeceği ortadadır. Rusya sadece kendi gazını değil Türkmenistan gibi diğer üreticilerden aldığı gazı da bize satmaktadır. Doğal Gaz İthalatında Rusya'nın Payı (2002, %) Rusya %66 lran %4 Kaynak: BOTAŞ verileri esas alınarak hazırlanmıştır. Cezalr %23 Her ne kadar AKP hükümetinin Enerji Bakanı Hilmi Güler, Rusya'nın Türk pazarı ndaki payının yüzde ?0'lerden 30'Iara düşürülmesinin gerektiğini söylese de yapılan anlaşmalar gereği önümüzdeki 25 yıl içerisinde bu pek de mümkün gözükmemektedir. Mavi Akım Projesi Türkiye'de varolduğu düşünülen siyasi bağlantılar ve yolsuzluk iddiaları ile de gündeme gelmiştir. Ankara DGM'si bu projeyle ilgili "Beyaz Enerji" adı altında bir soruşturma başlatmıştır. AKP hükümeti tarafından kurulan Meclis Yolsuzlukları Araştırma Komisyonu'nda Dönemin Başbakanı Mesut Yılmaz'ın bilgisine başvurulmuştur. Türkiye'nin Şişirilmiş Doğal Gaz Talebi İlk defa 1986'da SSCB ile yapılan gaz anlaşmasının ardından 1987'de 500 milyon m3 olarak başlayan Türkiye'nin doğal gaz tüketimi hızla artmış ve 2002'de 17,624 milyon m3'e ulaşmıştır. BOTAŞ'ın hesaplamalarına göre bu artı grafiği devam edecek 2020'de 82 milyar m3'e ulaşacaktır. Oysa DPT ve Elektrik doğal gaz ihtiyacının (BOTAŞ'ın 55 milyar m3/yıl tahminine karşın) 30 milyar m3/yıl olduğunu açıklamıştır. Kanaatimizce Türkiye'nin doğal gaz talebinin bir artış dinamiği içerisinde olacağı doğrudur ancak bu miktarın BOTAŞ tarafından belirtildiği oranda artabileceği düşünülmemektedir. Türkiye'deki bölgeler arası gelişim endeksleri ve bazı bölgelere ait istatistiki bilgiler incelendiğinde görülecektir ki daha yol, kanalizasyon gibi temel altyapı hizmetlerinden yoksun olan ve doğal gaz altyapı çalışmalarının ne zaman yapılacağı meçhul olan bir çok yerleşim birimi talep hesaplaması içerisinde değerlendirilmiştir. BOTAŞ'ın bu talep senaryosunu hazırlarken Türkiye'deki elektrik santrallerinin bir çoğunun, fabrikaların bir kısmının ve meskenlerin tamamına yakınının doğal gaza geçirilmesi düşünülmüştür. Ancak zengin su kaynaklarıyla övünen ve bu su kaynaklarının bir çoğu boşa akıp giderken kendi su kaynaklarının bir kısmına Mühendisleri Odası, Dünya Bankası ve dayanarak elektrik üretimi yapan santUluslararası Enerji Ajansı gibi kurumlara göre Türkiye hızla gelişen ve doğal gaz talebi hızla artan bir ülke olmakla beraber, BOTAŞ'ın doğal gaz talep tahrallerin dahi dışarıdan alınan doğal gaza dönüştürülmesinin stratejik sakıncalarıyla beraber ekonomik olarak da yanlışlığı ortadadır. Yurt dışından çok paminleri abartılı bulunmaktadır. Rus Gaz- halıya alınan doğal gazın 2002'de yüzde prom yetkilileri bile ortaya çıkan anlaş- 67'si elektrik üretiminde kullanılırken mazlık üzerine yapmış oldukları basın toplantılarında sorunun Türkiye'nin yanlış talep değerlendirmesinden kaynaklandığını itiraf etmişlerdir. Devlet Planlasadece yüzde 1?'si konutlarda kullanılmıştır. Oysa Türkiye için ekonomik olarak pahalı ve stratejik olarak da dışa bağımlı olduğumuz doğal gaz yerine ma Teşkilatı 201O yılı için Türkiye'nin elektrik enerjisi üretiminde su ve rüzgar kaynaklı bir üretim modeline geçmek gerekmektedir. Türkiye'nin zaten pahalı ithal ettiği gazı bu kadar yüksek oranlarda elektrik üretiminde kullanması enerji maliyetlerini de arttırmaktadır.
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=