öyleşi interview olacaksa, bunların hepsinde indirim olsun. O tartışmalarda biz yüzde 35 marjımızı feda ettik. BOTAŞ ise yüzde 5 indirim yaptı. KDV hiç inmedi. Gelişen süreç içerisinde hala daha bizden fedakarlık bekleniyor. Bu mümkün değil. Eğer bu hizmetleri yapmayacaksak, şikayetlere anında müdahale etmeyeceksek, personel çıkaracaksak o zaman maliyelere yansıyacaktır. Yani kalifiye eleman çalıştırmak durumundasınız. Sıradan insanlarla bu iş olmaz. Kalifiye elemanın da bir ücreti vardır. insanların sosyal güvencelerini koymak zoru ndayız. Sigortasız, sendikasız işçi mi çalıştıracağız? Bu işleri sosyal güvenceden yoksun, eğitimsiz, deneyimsiz insanlarla mı yapacağız? Bunların bir maliyeti var. Bunların hiçbirini hesaplamadan "haydi fiyatları indirelim" demek olmaz. BOTAŞ'ın yaptığı indirimi, aynen biz de uyguluyoruz. Biz ticari bir ku ruluşuz, ama asıl hedefimizden sapmıyoruz. İstanbul'un havasının temiz kalmasını sağlamamız lazım. Dolayısıyla doğal gaz kullanmayan ev bırakmamamız lazım. Yasaya göre BOTAŞ'ın alım kontratlarının en az yüzde 10'luk bölümünü devretmesi gerekiyordu. Süre bittiği halde bu devirler gerçekleşmedi. Arzda farklı aktörlerin olması sizin için nasıl bir avantaj oluşturacak? Ya da İGDAŞ kendi gazını yurtdışından ithal etme imkanını düşünüyor mu? İGDAŞ kurulduğundan beri bunu söylüyor; Bırakın kendi gazımızı yurtdışından kendimiz alalım. Ama BOTAŞ sürekli anlaşmalar yaptı. Bunlar uluslararası düzeyde yapılmış anlaşmalar. Bu saatten sonra ben bu anlaşmaları tanımıyorum diyemeyeceğimize göre, kanun düzenleyiciler, acele ettiler, anlaşmada neye imza attıklarını bilmeden yüzde 10'u devretsin dediler, ama devredemediler. Kontratların gizliliği nedeniyle bu sağlanamadı. Şimdi bunu zorlamanın anlamı yok. Burada bir sıkıntı var. Bu sıkıntı aşılıncaya kadar birlikte hareket etmemiz lazım. Eğer biz tüketemezsek, arz fazlası olursa, BOTAŞ kullanmadığımız gazın parasını dışarıya ödemek zorunda kalacak. Biz her gün fiyatlarımız indirilirse ne yaparız endişesiyle yaşıyoruz. Mali yönden güçlü, isti krarlı ve güvenli bir doğal gaz hizmeti sunmak üzere 4646 sayılı kanun çı karıld ı. Bundan ne anlaşılıyor? Mali yönden güçlü ne demek? Bu işi yapan şirketin güçlü olması demek değil. Bir insan zararına ne kadar iş yapabilir? Demek ki sektörün kar edilebilir durumda olması gerekiyor. Demek ki yaklaşık maliyet hesabına ihtiyaç var. Bu her yer için farklı olabilir. Dolayısıyla o bölgenin yaklaşık maliyetinin çıkarı lıp , o şehirde olmazsa olmaz rakamların neler olduğunun tespit edilmesi gerekir. Hangi karlar verilirse, hizmetlerin sağlıklı bir şekilde yürütüleceği belirlenmelidir. Bunları yan yana koyduğumuzda , yasaya göre, firmanın sadece ve sadece doğal gaz hizmeti vererek (çünkü bizim ana sözleşmemiz tadil edildi. Doğal gaz dağıtımı dışında hiçbir hizmet yapma izni bize verilmedi) mali yönden güçlü kıl ı nması gerekiyor. Güçlü kılınmak da, makul seviyede kar marjının verilmesi demektir. Sektörün oturmadığını herkes görüyor. Bırakın sektör kendi doğası içinde otursun. Serbest rekabetin anlamı nedir? Bırakın fiyatı piyasa belirlesin. Benim marjlarımı başkası belirlerse piyasa oluşmaz. Zaten biz yüzde 45 marj varken bile bunu yüzde 39 uyguluyorduk, sanayiye daha ucuz veriyorduk. Her yerde şartlar aynı değil. Arkeolojik kazı yapar gibi İstanbul'da çalışıyoruz. Planlı bir şehirde bu daha kolaydır. Anadolu'daki koşullarla lstanbul'daki koşullar aynı değil. Karşılaştırmayı doğru bulmuyorum. Karş ılaştı rı lacaksak, büyük kentlerle karşılaştırılmalıyız. Hatta biz onlardan da karmaşık durumdayız. Çünkü oralarda altyapı sorunları çözülmüş durumda. Onların aldığı marjlardan daha fazlası da bize verilmeli. Fransa 80 yıldır gaz kullanıyor. İngiltere yine çok eskilere dayan ıyor. Onlarda artık büyük ölçekli yatırımlar bitmiş. Yatırım ların ı bugüne kadar amorti ettiler, işletmecilik için marj alıyorlar. Buna rağmen kar marjları bizden çok daha yüksek. Üstelik biz sadece işletmecilik için marj almıyoruz ki. Yatırım var, proje hizmetleri var. Belediyelere bağlı gaz dağıtım şirketlerinin acilen özelleştirilmesi konusu gündeme gelmişti. Sizin bir özelleştirme takviminiz var mı? Bunda niye acele ediyorlar bilmiyorum. Avrupa'da belediye şirketlerinin özelleştirilmemesiyle ilgili bir karar alındı. Türkiye'de kanun çıkmış ve özelleştirilecek. Bu benim konum değil. Büyükşehir belediyesi buradaki hissesinin yüzde 80'ini devredecek. Biz kendimize bakıyoruz. İGDAŞ'ın profesyonelce bu hizmetleri götürmesi lazım. Belediye şirketi oluşu beraberinde şunu getiriyor; burası 12 milyon kişiye yani bütün İstanbullulara ait bir kurum. Burası özel şirkete ait olsaydı, herhangi bir hata oluştuğunda, patrondan özür dilerdik. Şimdi bir hata oluştuğunda tek tek 12 milyon kişiden özür dileme şansımız var mı? Bizim hata yapma, yanlış yapma lüksümüz yok. İstanbul'un bize emanet ettiği bu şirketi düzgün çalışır bir konumda tutmak zorundayız. Sorumluluğumuz çok fazla. üç bölge müdürlüğümüz, 28 noktada şebeke şefl iğimiz var. Onların belirlenmiş bölge regülatörleri var. Bunların belirli periyotlarda her bir cihazın nasıl kontrol edileceği belli. Çok fazla önem ve titizlik isteyen, bir saniyesinde bile ihmale gelmeyecek bir iş yapıyoruz. Bunun fiyatını tartışmayı ben yersiz buluyorum. Her şehirdeki şirketin düzgün çalışmas ı için gereken marj neyse o belirlenmeli. Ama karşı lığında gaz güvenliği sağlanacak, kesintisiz, kaliteli hizmet verilecek, bütün şehir doğal gaz hizmetinden yararlanacak. ~ EJII Ekim / Sayı 90 ~ . ·----------------==----------------- Doğal Gaz, LPG ve Fuel Oil Dergisi
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=