ve gaz alınması bilinmeyen bir tarihe ertelenmiştir. Türkmenistan anlaşması bugün "ertelenme" olarak ifade edilse bile akdedilen anlaşma "fiilen" bitmiş durumdadır. Devletin resmi kuruluşu olan BOTAŞ'ın İnternet sitesine bakıldığında bu projenin 2005'de devreye alınacağı ifade edilmekte ve Türkiye'nin doğal gaz arz ve talep hesaplamaları bu proje de dahil edilerek yapılmaktadır. Türkiye'de büyük tartışmalara sebep olan Türkmen gazı sorununda bir çok faktör etkili olmuştur. Bu faktörlerin başında dönemin siyasal iktidarının Rusya ile iki doğal gaz anlaşmasına rağmen bir üçüncüsünün (Mavi Akım) imzalanmasıyla tercihini Rusya gazından yana kullanması Türkmen doğal gazının alınmasını ikinci ve hatta İran ve Azerbaycan ile gaz anlaşmasından sonra daha arka planlara itmiştir. Gazprom'un 1992-2001 yılları arasında Yönetim Kurulu Başkanı olan Rem Vayhirev, Mavi Akım Projesi'yle ilgili olarak Eylül 1999'da Rusya Devlet Duması'na bilgi verirken "Rusya'nın Uluslararası Yatırım Projelerine Katılımı" konusunda yapmış olduğu konuşmasıyla adeta Trans-Hazar projesinin kaderini çizmekteydi: "Mavi Akım Projesi'nin ABD'nin desteklediği Trans-Hazar boru hattı ile rekabet tehlikesi bulunmaktadır. Bu iki projenin rekabetinde ilk başlayan kazanacaktır. Trans-Hazar Projesi'nin kazanması durumunda Türkmen gazı dışında, diğer bölge ülkelerinin de doğal gazı için yol açılmaktadı r. " Gerçekten de Rusya'nın "Enerji Politikas ı"nı anlayabilmek açısından bu konuşma oldukça önemlidir. Zira Rusya'nın stratejik öngörüsüyle Mavi Akım Projesi'nin daha erken devreye girmesi, Türkmen gazının Avrupa'ya ihracını neredeyse imkansız kılmıştır. Bu ifadelerden de anlaşılacağı üzere Rusya'nın sahip olduğu doğal gaz kaynaklarını dış politikası içerisinde "Enerji Diplomasisi" ile etkili bir stratejik araç olarak kullandığı görülmektedir. Ancak Türkmen gazının alınamamasında bu faktör tek başına yeterli değildir. Bunun dışında da önemli etkenler mevcuttur. Her şeyden önce Türkmenistan' ın Türkiye'ye gaz satabilmesi için iki geçiş güzergahı seçeneği bulunmaktaydı. İlk seçenek olan İ ran, ABD'nin çekince koyması sebebiyle en başından devreden çıkmıştı r. ABD'nin Doğu-Batı Enerji Koridoru politikası doğrultusunda desteklediği ikinci güzergah olarak Hazar Denizi geçişl i Trans-Hazar hattı ise bazı zorluklarla karşı karşıyaydı. O görüş . . opmıo dönemde özellikle Rusya'nın Hazar'ın statüsü sorunu halledilmeden Hazar'ın dibinden herhangi bir boru hattının geçirilmesine karşı çıkması ve ekolojik gerekçeler ileri sürmesi (ki Rusya'nın bu karşı çıkışının altında yatan esas sebep kendi projesi olan Mavi Akım'ın şansını artırmaktı) bu hatt ı daha başlamadan üçüncü ülkelerin jeopolitik etki alanına sokmuş ve dolay ı sıyla Türkmenistan gazı için güzergah sorununu ciddi bir etmen olmaya başlamıştır. Zira Trans-Hazar projesinin gündemde olduğu bir dönemde Rusya Federasyonu Dışişleri Bakanı İgor İvanov İranı ziyaret etmiş ve İ ranlı meslektaşı ile beraber imzalamış oldukları ortak bildiride "Hazar Denizi yatağından boru hattı döşenmesi yolunda Rusya ve İran'ın katılımı olmaksızın tasarlanan projelere bu iki ülkenin karşı çıktıkları" belirtilmiştir. Her iki ülkenin bu projeye karşı çıkma sebebi aslında bir rekabet unsuru taşıyor olmasına rağmen ileri sürülen argüman "Hazar'ın statüsü sorunu" olmuştur. Hazar geçişli Türkmenistan-TürkiyeAvrupa doğal gaz boru hattı projesine ilişkin "hükümetlerarası deklarasyon" 18 Kasım 1999 tarihinde lstanbul'da düzenlenen AGİT Zirve Toplantısı sırasında Türkiye, Türkmenistan, Gürcistan ve Azerbaycan tarafından imzalanmış, ABD Başkanı Clinton ise bu deklarasyona gözlemci sıfatıyla imza koymuştur. ABD başkanını n bu deklarasyona imza koyması ABD tarafı ndan Trans-Hazar projesine verilmiş açık bir destek konumundaydı. Mavi Akım'ın proje sürecinde ABD yönetimince proje karşı tı güçlü bir lobicilik faaliyeti yapılmış ve çeşitli kaynaklar da Türkiye'ye bu projeyle bölgede 'Rusya'nın gücü artacak' uyarısı yapı l mıştır. ABD'nin en etkin gazetelerinden The New York Times gazetesi Mavi Akım'ın yapımına başlanmasıyla şu ilginç değerlendirmeyi yapmıştır: "Mavi Rusya 'nın Hazar'ın statüsü sorunu halledilmeden Hazar'ın dibinden herhangi bir boru hattının geçirilmesine karşı çıkması ve ekolojik gerekçeler ileri sürmesi (ki Rusya 'nın bu karşı çıkışının altında yatan esas sebep kendi projesi olan Mavi Akım'ın şansını artırmaktı) bu hattı daha başlamadan üçüncü ülkelerin jeopolitik etki alanına sokmuş ve dolayısıyla Türkmenistan gazı için güzergah sorunu ciddi bir etmen olmaya başlamıştır.
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=