Doğalgaz Dergisi 163. Sayı (Mayıs-Haziran 2011)

MAKALE DOĞAL GAZ DERGİSİ 163 72 Doğal Gaz Dergisi Mayıs - Haziran / May - June 2011 artacağı da kesindir. Bu her ne kadar rekabeti kamçılar gibi gözükse de, sınırlı sayıda IOC’nin göreceli güçlü oldukları piyasalarda ticaretin büyük bölümüne egemen olduğu ve/veya olacağı gerçeğini değiştirmemektedir. Bu bakımdan artan hub rekabeti, aslında mevcut devlerin piyasa rekabetinin yeni bir şekle dönüşümünden başka bir şey değildir. Bir bakıma bu gelişmenin de dünya doğalgaz piyasalaşma sürecinin beklenen bir sonucu olduğu petrol piyasalarındaki yapıya bakılarak söylenebilir. Spot Piyasalar ve Gaz Hubları Arasındaki İlişki Dünya doğalgaz piyasalarında gelişen serbestleşmeye paralel olarak spot piyasaların gelişimi de artmaktadır. Spot piyasanın oluşması için en önde gelen koşullardan biri, çok sayıda alıcı ve satıcının her birinin tek başına fi yatı belirleyecek etkide bulunmasını engelleyecek oranda geniş bir piyasa içinde ticaret yapabilmeleridir. Piyasanın likiditesi olarak adlandırılan bu özellik, sahipleri birbirinden farklı olan boru hatlarının kesiştiği, birinin diğerinin boru hattını kullanabildiği, depolama imkanlarının ve tüketim merkezlerinin yakın olduğu bir fi ziksel nokta ile desteklendiğinde gaz hubları kavramının bizatihi kendisini ortaya çıkarmaktadır. Burada arz ve talep fi ziksel olarak dengelenir ve fi yatlar bu dengelenmenin doğal aracıdır. Bir hubda ticaret likit bir piyasaya dönüştüğünde, spot ve vadeli işlemler piyasası oluşmakta, yakın zaman ve gelecek için bir piyasa fi yatı doğmaktadır. Genellikle tezgah üstü piyasalarla başlayan spot ticaret ile yapılan doğalgaz teslimi kontratları, bir günden bir yıla kadarki dönemi kapsayabilmektedir. Finansal gaz piyasaları olarak adlandırılan bu yapının önemli bir özelliği de, serbest piyasa ile birlikte artan fi yat oynaklığına karşı piyasa oyuncularına koruma sağlamasıdır. Örneğin nihai tüketicilere gaz teslim etme yükümlülüğü bulunan bir doğalgaz dağıtım şirketi spot fi yatlardaki değişimlere karşı talebini ayarlayamadığı için fi yatlardaki artışlara karşı, bu artışı tüketicilere yansıtamadığı oranda, fi yat riskine maruz kalmaktadır. Bu durumda doğalgaz dağıtım şirketinin spot veya vadeli işlemler piyasasına girerek fi yat riskine karşı çıkarlarını koruması mümkündür. Brokerlar bu riski yöneterek spot piyasada etkinlik sahibidirler. Spot piyasaların serbest piyasada arz güvenliğine yaptığı etkilere ilişkin olarak, öncelikle kısa dönemde arz ve talebin dengelenmesini sağlayıp bir bakıma arz güvenliğine katkı sağladığını söylemek mümkündür. Bununla birlikte, uzun dönem arz güvenliğine ilişkin olarak spot ve vadeli işlemler piyasasında oluşan fi yatların uzun vadeli yatırım kararları için temel alınması pek mümkün gözükmemektir. Çünkü uzun vadeye ilişkin olarak spot piyasadaki likidite oranı düşük olmakta, uzun vade için oluşan fi yatlar piyasadaki küçük bir oyuncu topluluğunun beklentilerini yansıtır hale gelmektedir. Bunun yerine uzun vadeli yatırım kararlarının uzun vadeli arz/talep tahlillerine göre yapıldığı ve spot fi yatların bu kararların test edilmesinde kullanılması olanaklıdır. Spot piyasalar için olmazsa olmaz bir kavram da esnekliktir. Esneklik iki ana grupta toplanabilecek araçlar ile sağlanmaktadır: Fiziksel ve akde bağlı araçlar. Fiziksel araçlara üretim ve ithalatta değişken arz, depolama ve boru hattındaki stok örnek olarak verilebilir. Akdi araçlar arasında ise en önde geleni kesintili anlaşmalardır. Bilindiği üzere doğalgaz piyasasında talep düzeyi özellikle mevsimsel olarak dalgalanmalar göstermekte, bunun dışında gün içinde ani talep iniş ve çıkışları yaşanabilmektedir. Bunun dışında arz kaynaklı sorunlar da ortaya çıkabilmekte, bu durum da arz ve talebin dengelenmesi sorununu gündeme getirmektedir. Bu noktada esneklik sistemin arz veya talepten kaynaklanabilecek dengesizliklere karşılık tepki verebilme yeteneğini ortaya koymaktadır. Kuşkusuz ki bu açıdan arz güvenliğine önemli oranda katkıda bulunmaktadır. Esneklik düzeyi genellikle her bir ülkenin sahip olduğu doğalgaz piyasasının özelliklerini yansıtmaktadır. Örneğin yerli üretim fırsatı bulunan ülkeler üretim tesislerini dengesizlik durumunda devreye sokmaktadırlar. Tüketilen doğalgazın büyük oranda ithalat yolu ile karşılandığı ülkelerde ise depolama tesislerinin yapımına önem verilmektedir. Esneklik sağlanmasında geleneksel olarak kullanılan araçları üç ana grupta toplamak mümkündür: Arz yanlı, talep yanlı ve depolamaya ilişkin araçlar. Arz yanlı araçlar içinde üretim ve ithalat koşullarında özellikle ‘swing’ olarak tabir edilen faktör esneklik açısından önem kazanmaktadır. Swing, alıcının aldığı gaz miktarını belirli sınırlara kadar artırmasına imkan veren bir mukavele hükmüdür. Genellikle maksimum günlük kontrat miktarı, yıllık kontrat miktarının bir yüzdesi olarak ifade edilir (% 100’lük bir oran swing olmadığı bir durumu ifade etmektedir). Bu açıdan swing, ani talep değişikliklerine karşı alıcı ülkeye kısa süre içinde dengeleme imkanı sağlamaktadır. İthalata ilişkin olarak her bir ithalat kontratı temelinde belirlenmekle birlikte genellikle kısa mesafelerde yüksek bir swing yüzdesi sağlanabilirken, uzun mesafeli teslimler için ek bir yatırım olmaksızın yüksek bir swing yüzdesi sağlanması mümkün olamamaktadır. Gaz endüstrisinin rekabete açılması ile birlikte geleneksel esneklik araçlarına yenilerinin eklendiği görülmektedir. Spot piyasa ve gaz hub ilişkisinin pekişmesi de bu gidişatla ilgilidir. Doğalgazın diğer herhangi bir mal gibi alınıp satılabildiği, tedarikçilerin tek düze yerine çeşitli hizmetleri içeren kontratları sunabildiği bir piyasa yapısı esneklik üzerinde de etkili olmaktadır. Böyle bir ortamda fiyat arz ve talebin dengelenmesi

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=