-S.. ._S&ttiL .. J_O_ J_t -" ..--� __-.- ■• J _ _ ç_q J_ t .1- ....-SO-fiFit- : s =-• stttz z ta:,- :: z : : ta ta , _ kapasitesi ilave edildi. 1000 MW'lık toplam kapasite ise kurulmakta. Özel sektörün OTOPRODÜKTÖRLÜK kararnamesi çerçevesinde başlattığı girişimlerin hızlı büyümesi ile, 1 996'da başlayabilecek elektrik sıkıntısı 1 998'e kaydırılmış oldu. Yani elektrik sıkıntılarının ertelenmesini bile büyük ölçüde doğal gazın getirdiği avantajlara borçluyuz. 1 960'11 yıllarda rafinerilerimizde biriken siyah mal dediğimiz fuel oil Enerji Bakanlığı'nın en önemli problemi haline gelmişti. O yıllarda TÜRKİYE'de fuel oil kullanımını teşvik için kararnameler çıkartılmıştı. Ambarlı santralı, sırf bu fuel oil stoğunu eritmek için kurulmuştu. Askeri tesislerimizde bile fırınlar, ocaklar, kazanlar fuel oil yakabilecek duruma getirilmişti. Şehirlerde kalorifer kazanları fuel oil yakmaya başlamıştı. Sanayi tesisleri fuel oil kullanıyordu. Yakıt olarak fuel oilin TÜRKİYE'de yarattığı bu evrim, petrol krizinin patlak vermesiyle TÜRKİYE'ye çok pahalıya maloldu. Fuel oil fiyatları giderek yükseliyordu. Üstelik fuel oil temiz bir yakıt da sayılmazdı. İşte doğal gaz o yıllarda imdada yetişti. Doğal gazın gelişi ile birlikte, pek çok sanayi tesisi fuel oili bırakarak, daha ucuz, temiz ve pratik bir yakıt olan doğal gaza geçti. Doğal gazın Ankara, İstanbul ve Bursa'ya ulaşması, eski kömür veya fuel oilli kazanların doğal gaz yakan yenileri ile değiştirilmesine yol açtı. Doğal gaz dağıtım şebekeleri kurulması önemli bir taahhüt işi oldu. Evlere, dağıtım sisteminden doğal gaz bağlayan taşeron firmalar türedi. Hepsinden önemlisi, TÜRKİYE'de doğal gaz dağıtım sistemlerindeki boru, fitings elemanları ve basınç düşürücüleri üretimi başladı. Doğal gaz kazanları ve kombiler önemli sanayi üretimleri haline geldi. Doğal gazın ulaştığı büyük şehirlerimizde, doğal gaz dağıtım sistemleri inşa eden ve işleten şirketler kuruldu. Bütün bu faaliyetlere baktığımızda doğal gazı sadece evimizi ısıtan yakıtlardan biri olarak değil, elektrik ve gübre üretiminden sanayimizin canlanmasına kadar çok geniş bir spektrumda ekonomimize büyük bir dinamizm ve canlılık getiren lokomotif olarak görüyoruz. Doğal gazla başlayan RUSYA'ya mal ve hizmet satışımızın 1987'de 250 milyon $'!ık seviyesinden 1 996'da on katı artışla 2,5 milyar dolarlık kayıtlı ihracat seviyesine ulaştığını görüyoruz. Ayrıca 7,5 milyar dolarlık kayıt dışı bavul ticaretinin de doğal gazın yarattığı ticari köprü ile başladığını biliyoruz. Yaptığımız araştırmaya göre 1 m3'lük doğal gaz, yurdumuza girdiği noktadan itibaren, elektrik üretimiyle, şehirlerde yakılmasıyla, fabrikalardaki girdisiyle, neden olduğu sanayi ürünleri imalatıyla ve yarattığı geniş istihdamla, 1 $'!ık bir milli gelir artışı sağlamaktadır. Bu rakamdan hareketle 1 996 yılında sadece doğal gazın milli gelirimize yaklaşık 8 milyar dolarlık bir artış getirdiğini hesaplıyoruz. Bu da 250 milyar dolarlık yıllık milli gelirimizin %3,2'sini oluşturmaktadır. Bu rakamlar heyecan verici olduğu kadar düşündürücüdür de. Doğal gazın TÜRKİYE'ye geleceği günlerde İnşaat Mühendisleri Odası'nın hazırladığı bir açık oturuma konuşmacı olarak katılmıştım. Bu oturumda BOTAŞ temsilcileri ve Sn. Necati ARIKAN, benim gibi doğal gazın gelişi için seviniyorlardı. O oturumda bazı üniversite öğretim Doğal Goz Derg,s, 68 üyelerinin, doğal gaza kar_şı konuşmalar yaptığını bugün hatırladıkça üzülüyorum. Universite öğretim üyelerinden bazıları dünyadaki gelişmelerden bu kadar uzak nasıl kalabiliyorlardı? DOĞAL GAZIN GETİRDİĞİ SORUNLAR Toplumumuzun yenilikleri kabulü kolay olmuyor. Doğal gazın TÜRKİYE'ye geldiği günlerde sanayide kullanımı teşvik için BOTAŞ seminerler düzenliyordu. Hatta kaydedilen her yeni sanayi abonesi gazete ve dergilerde ilan ediliyordu. Hatırlıyorum, doğal gazın duayeni Sn. Nezihi BERKKAM, doğal gaz kullanımını teşvik için, BOZÜYÜK'te kurulabilecek bir kojenerasyon tesisi için benden kısa bir fizibilite notu istemişti. Yani kojenerasyon tesisinin cazibesini ortaya koyarak fazla gaz tüketimini teşvik etmek istiyordu. Zira, "TAKE OR PAY" esasına göre yapılan doğal gaz anlaşmasına göre, yıllık gaz tahsisatının kullanılsın, kullanılmasın parası ödenecekti. Doğal gazın marifetleri iyi tanınmadığı için beliren bu isteksizlik uzun sürmedi. Sanayi ve konut abonesi sayısı giderek arttı. OTOPRODÜKTÖRLER'in KOJENERASYON tesisleri mantar gibi bitmeye başladı. Doğal gaz abone sayısındaki bu artış o kadar hızlı oldu ki BOTAŞ'ın projeksiyonları altüst oldu ve 1995 yılından itibaren de doğal gaz sıkıntısı başladı. Esasında sıkıntıyı yaratan doğal gazın aşırı derecede cazip bir yakıt olmasıydı. 1 997 yılına kadar, 1000 kcal'nin fiyatı itibariyle doğal gaz bütün yakıtlardan ucuz kaldı. Pratikti, kullanımı kolaydı ve herşeyden önemlisi, temiz bir yakıttı; havayı kirletmiyordu. İşte bu, dayanılmaz çekicilik, bir gün geldi BOTAŞ'ın ve doğal gaz dağıtım şirketlerinin en büyük sorunu oldu. Talep çoktu ancak yeterince arz yoktu. Yani gelen gaz yetmiyordu. Bugün doğal gazda yaşanan en büyük sorun, BOTAŞ'ın uzun yıllar tekelinde tuttuğu gaz arzının yeterince yapılamamasıdır. İkinci büyük sorun da doğal gazın TÜRKİYE'nin yüzey olarak ancak onda birine ulaşabilmesidir. Bu durum doğal gaz kullanımında bölgeler arası haksız rekabete neden olmuştur. Ayrıca büyük şehirlerde doğal gaz şebekesinin ancak tüketimi yoğun bölgelere uzanması ve gecekondu semtlerine ulaşamamış olması, hem hava kirliliğinin tamamen ortadan kaldırılmasına engel olmakta hem de bölgeler arası dengesizliklere neden olmaktadır. Yani doğal gazın cazibesi doğal gaz problemini yaratmıştır. 1996 yılından itibaren doğal gaz faturalarının dolar bazında artmaya başladığını görüyoruz. Bu durum, esasen yüksek enflasyonla şaşkına dönen halkımıza indirilmiş çok ağır bir darbe olmuştur. Doğal gazla gelen bu sorunlar esasında doğal gazdan kaynaklanmıyor. Politika ve yönetim hatalarından kaynaklanıyor. Gazın bir kusuru yok. Kusur insanlarda. Herşeyi ben yapacağım diye ortaya çıkıp, yapamayacağını anlayınca mazeret üreten insanlarda. Doğal gaz da, toplumumuzda daha güzel yönetimlere layıktır. Daha güzel yönetimden ne anladığımı ayrı bir yazımda, geniş bir şekilde işleyeceğim. O güzel yönetimlerin çok uzaklarda olmadığı ümit ve inancı ile saygılar sunuyorum. Ma ,s-Hazıran97 So , 50
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=