[ffl makale article Gelişmekte olan ülkemizin enerji ihtiyacı, ekonomik büyüme hızının da üzerinde artmaktadır. Doğal gaz kullanımı içinde en büyük paya sahip olan sektör enerji sektörüdür. Elektrik enerjisi üretiminde, doğal gazın tüketilmesinin önümüzdeki yıllarda da artarak devam edeceği beklenmektedir. Ülkenin elektrik enerjisi ihtiyacının karşılanmasında önemli rol oynayan bu santrallara satılan doğal gaz miktarı 1999 yılında 7.743 milyar metreküpe ulaşmış ve toplam doğal gaz satışlarının yüzde 64'ünü oluşturmuştur. Bakanlık olarak hedefimiz doğal gaz kullanımı ile birlikte diğer alternatif enerji kaynaklarının da kullanılması yönündedir. Daha önceden bahsettiğim gibi, gerek evsel ısınmada gerekse sanayideki kirliliğin büyük bir kısmı yerli kömürlerimizden kaynaklanmaktadır. Çünkü yerli kaynaklarımızın büyük bir kısmı yüksek kükürtlü ve düşük kaloriye sahiptir. Bu nedenle yerli kömürlerimizin mutlaka iyileştirilip ekonomiye kazanılması gerekmektedir. Mevcut yönetmeliklerimize baktığımızda emisyon değerleri oldukça yüksektir. Buna rağmen sanayimizin büyük bir kısmında emisyon değerleri yönetmelikte verilen standartları yakalamış değildir. Avrupa Birliği'ne aday olan ülkemiz çevre ile ilgili standartlarını AB standartlarıyla uyumlu hale getirmek zorundadır. BizBakanlıkolarak mevzuat kapsamında gerekli düzenlemeleri yapıyoruz. Mevcut hava kalitesinin korunması yönetmeliği günümüz ihtiyaçlarına tam cevap veremediğinde yönetmeliği günümüz şartlarına uygun ve rasyonel hale getirmek için 4 ayrı yönetmelik kapsamında değerlendiriyoruz. Ancak mevzuat açısından her ne kadar gerekli düzenleme yapılırsa da ilgili kurum ve kuruluşların da hem yerli yakıtlarımızdaki iyileştirmeyi hem de teknolojide gerekli düzenlemeleri yapmaları gerekmektedir. Çevre global bir olay olduğundan dolayı, global bir çözümün olması gerekir. 1990'11 yıllarda Ankara, İstanbul, Bursa gibi illerimizde doğal gaz kullanılmadan önce bildiğiniz gibi yerli kömürlerimiz kullanılıyordu. Bu illerimizde hava kirliliğinin yoğun olması nedeniyle zaman zaman uyarı kademeleri yapılmış, tek çift plaka uygulamaları başlatılmış, hatta o yıllarda özellikle çocukların ve yaşlıların sokağa çıkarılmamaları hususunda gerekli uyarılar yapılmıştı.Daha sonra bu illerimizde doğal gaz kullanılması sonucunda hava kirliliği Santral Adı Kurulu Güç Kullanılan Yakıt Mw Ambarlı Kombine Çevrim 1350 Doğal Gaz (işletmede) Hamitabat Kombine Çevrim 1200 Doğal Gaz (işletmede) Unimar Kombine Çevrim 480 Doğal Gaz (İşletmede) Marmara Ereğlisi Kombine Çevrim 480 Doğal Gaz (işletmede) Bursa Kombine Çevrim 1400 Doğal Gaz (işletmede) Esenyurt Kombine Çevrim ve 180 Doğal Gaz (İşletmede) KSaokjeanreyaraAsydoanpazarı 540 Doğal Gaz (Çevre Bakanlığı'ndan Kombine Çevrim Çed Olumlu Belgesi Aldı.) Sakarya Gebze Kombine Çevrim 1540 Doğal Gaz Çed Olumlu Belgesi Aldı.) Zonguldak Alaplı Kombine Çevrim Doğal Gaz Çed Olumlu Belgesi Aldı.) lzmir Aliağa Kombine Çevrim 1520 Doğal Gaz Çed Olumlu Belgesi Aldı.) Ankara Polatlı Kombine Çevrim 770 bakımından oldukça ilerlemeler kaydedilmiş hatta bu illerimiz hava kirliliği bakımından birinci öncelikli illerimiz arasından çıkartılmıştır. 1990-1991 döneminde Ankara'nın genel kirliliğine baktığımız zaman özellikle kış aylarında S02, 213 mg/m 3, partikül madde 150mg/m3 iken, 2003-2004 yıllarında ise bu rakamlar S02 bakımından 65mg/m3 , partikül madde bakımından ise 84mg/m3'e inmiştir. 1990-1991 döneminde İstanbul'da S02 , 278mg/m3 partikül madde 138mg/m3 iken, 20032004 döneminde İstanbul için bu değerler S02 için 38mg/m 3, PM için ise 43mg/m3'e iniyor. Doğal gaz kullanılan diğer illerimizde de durum böyledir. Bu göstergeler şunu gösteriyor. Bizim kesinlikle alternatif kaynaklara gitmemiz gerekiyor. Bunun başında da doğal gazın kullanılması geliyor. Valiliklere gönderdiğimiz genelgede doğal gazın teşvik edilmesine yönelik talimatımız var. Doğal gazın yalnızca evsel ısınmada kullanılmasını istemiyoruz küçük ve orta ölçekli tesislerimizde, mümkünse büyük ölçekli tesislerimizde kullanmamız gerekiyor. Ayrıca, uluslararası sözleşmeler kapsamında hava kirliliği ile ilgiliolarakyükümlülüklerimiz vardır. Uluslararası yükümlülüklerimiz çerçevesinde doğal gazın önemine baktığımızda, Türkiye'nin 1983 yılında taraf olduğu uluslararası uzun menzilli sınır ötesi hava kirliliği sözleşmesi kapsamında olan halen imzalamadığımız Kükürt ve Azotoksit protokolleri ile 24 Mayıs 2004 tarihi itibarıyla taraf olduğumuz atmosferde tehlikeli bir boyuta varan insan kaynaklı sera gazı emisyonlarının iklim sistemi üzerindeki olumsuz etkisini önlemek ve sera gazı emisyonlarını 2000 yılında 1990 yılı seviyesinde tutmak amaDoğal Gaz Çed Olumlu Belgesi Aldı.) cında olan iklim değişikliği çerçeve sözleşmesi, buna ilave olarak 2008-2012 yılları arasını kapsayan dönemde ülkemizin de içinde yer aldığı Ek-1 ülkelerinin toplam sera gazı emisyonlarının 1990 yılı seviyesinin en az yüzde 5 altına indirilmesi yönünde bağlayıcı sayısal emisyon sınırlandırma hedeflerinin belirlenmesine yönelik Kyoto Protokolü kapsamında söz konusu emisyonların azaltımı için gerekli tedbirlerin alınması kaçınılmazdır. Bu nedenle doğal gaz kullanılmasının önemi daha da artmaktadır. Doğal gazın yakılmasından kaynaklanan partikül madde, kükürtoksitler, karbonmonoksit, azotoksitler, hidrokarbonlar ve karbondioksit gibi kirlilik oluşturan emisyonlar diğer yakıtların emisyonlarından çok düşüktür. Sonuç ve Öneriler t Öncelikle, doğal gaz kullanımının güvenilir ve sürekliliği açısından arz kaynağının çeşitlendirilmesi çalışmalarına hız verilmelidir. t Kömür ve fuel-oil'e göre, özellikle toz ve kükürtdioksit başta olmak üzere, azotoksitleri, karbonmonoksit, karbondioksit ve hidrokarbon açısından daha temiz olan doğal gazın ısınma, sanayi ve elektrik üretiminde kullanımı yaygınlaştırılmalıdır. t Enerji üretiminde kullanılan doğal gazın, daha verimli teknolojiler olan kojenerasyon sistemlerinde kullanımına olanak sağlanmalı, bunun yanında doğal gaza dayalı çevrim santrallarının, yerleşim yerlerine ve/veya sanayi bölgelerine yakın kurularak, atık ısısının ısınmada veya sanayi tesislerinde kullanımına yönelik planlamalar yapılmalıdır. t Büyük şehirlerde, motorlu taşıtlardan kaynaklanan hava kirliliğinin kontrol altına alınması için özellikle sürekli seyir halinde olan taşıtlarda doğal gaz ve LPG kullanımının gerekli tedbirler alınarak yaygınlaştırılması teşvik edilmelidir. (tı Doğal Gaz Dergisi III!JIII Temmuz - Ağustos 2004 / Sayı 96 �- '---------------===---------------
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=