21 Şubat 2017 | HABERLER
| 1.985 kez okundu |
Türkiye’nin enerji arz güvenliğinde kritik öneme sahip Tuz Gölü Yeraltı Doğalgaz Depolama Tesisi’nde ilk gaz depolanmasına başlandı. Proje kapsamında Tuz Gölü'nün yüzeyinin 1400 metre altında, 12 suni mağaraya, 1,2 milyar metreküp doğalgaz depolanacak. Yaklaşık 700 milyon dolara mal olan tesisin, 10 Şubat’ta gerçekleştirilen açılış törenine Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Başbakan Binali Yıldırım, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak katıldı.
Avrupa'ya giden doğalgazın güvenli tek geçiş ülkesi konumunda bulunan Türkiye'nin Tuz Gölü'ndeki en büyük doğalgaz depolama tesisi tamamlandı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Başbakan Binali Yıldırım, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak’ın katıldığı tören ile açılışı yapılan Tuz Gölü Yeraltı Doğalgaz Depolama Tesisi Türkiye’nin enerji arz güvenliği için gerçekleştirilen önemli bir proje.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, proje kapsamında Tuz Gölü'nün yüzeyinin 1400 metre altında doğalgaz depoları oluşturulduğu; her biri 630 bin ile 750 bin metreküp arasında kapasiteye sahip 12 suni mağaraya 1,2 milyar metreküp doğalgaz depolanacağı bilgisini vererek sözlerine şöyle devam etti: ”Türkiye daha önceki pek çok ilk gibi burada inşa edilen depolama tesislerinin teknolojisi ve mühendisliğiyle ilk defa tanıştı. Buraya yola çıkarken, imzayı attık. Bu törenimizle Tuz Gölü'nün altındaki depolara ilk doğalgaz basma işlemini başlatıyoruz. Ülkemizin günlük ihtiyacının 6'da 1'i temin edilecek. Atil durumlarda ülkemizin gaz ihtiyacını karşılamaya yönelik başka çalışmalarımız da var. Açılışını yaptığımız 1,2 milyar metreküplük doğalgaz kapasitesini 5,4 milyar metreküpe çıkaracak yeni bir yatırımı da başlatıyoruz. Bu yatırım da devreye girdiğinde günlük doğalgaz miktarı 80 milyar metreküpe çıkacak. İzmir'de Türkiye'nin ilk LNG depolama terminalini de başbakanımız ve bakan arkadaşlarımızla birlikte hizmete aldı. Trakya ve Mersin'deki depolama merkezleriyle, ülkemiz doğalgaz depolama alanında önemli bir yere geliyor. Bunlar basit yatırımlar değil”.
Başbakan Binali Yıldırım ise konuşmasında Tuz Gölü Yeraltı Doğalgaz depolama tesisinin Aksaray'lilara hayırlı olmasını diledi ve şunları söyledi: “Aksaray tarih boyunca medeniyetin buluştuğu, bugün de özellikle kuzeyi güneye bağlayan bir geçiş noktası. Ancak uzun yıllar boyunca araçlar şehrin içine uğramadan geçiyordu. 15 yılda hükümetlerimiz döneminde Aksaray'a tam 5 milyar yatırım ve destek sağladık. 2006 yılında Aksaray Üniversite'sini kurduk. 2003 yılında sanayi, 2005 yılında konutlarda doğalgaz kullanımı sağladık”.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak ise bugün Türkiye açısından enerji piyasası ve arz güvenliği için tarihi öneme sahip bir tesisin açılışı için bir araya geldiklerini vurgulayarak şunları söyledi: “Tesisin sözleşmesi, 2012 yılında imzalandı ve 2013'te de inşaatı başladı. Türkiye enerjideki stratejisini üç unsur üzerine kurdu; bunlardan ilki gerçekleşecek projelerin tüm tarafların menfaatine olması. İkinci unsur da bölgesel ve küresel enerji arz güvenliğine katkıda bulunulması. Üçüncü konu ise bölgenin ve dünyanın huzuruna katkıda bulunmak. Bu şartlara uyan her projeye destek olacağız. Bunlardan biri olan Türk Akımı projesini Sayın Cumhurbaşkanı'mızın himayesinde Dünya Enerji Kongresinde imzaladık. Arz güvenliği için önemli gördüğümüz yüzer LNG tesisini de Türkiye'ye kazandırmak için bir proje başlattık ve bunun ilk örneğini Aralık'ta Aliağa'da devreye aldık. Bugün bu çalışmalara ek olarak Aksaray Sultanhanı'ndaki tesisimizi açıyoruz."
Doğalgazın yanında elektrik alanında da benzer bir stratejiyi yerli ve yenilenebilir enerji kaynaklarının payını artırmak için başlattıklarını dile getiren Albayrak, özellikle yerli kömüre dayalı elektrik üretimin payını artırmayı amaçladıklarını söyledi. Albayrak, 2016'da yerli kaynakların elektrik üretimindeki payını yüzde 49,3'e çıkararak, AK Parti iktidarlarının rekorunu kırdıklarını vurgulayarak, şunları kaydetti: "Geçen yıl, yerli kömürün elektrik üretimindeki payını bir önceki yıla göre yüzde 23 artırdık. Yerli kömürün toplam portföyün üzerindeki payını artırmak için kömür rezervlerini değerlendirmeye başladık. Yatırımcının işini kolaylaştıran bir sistem kuruyoruz. Buna karşılık yatırımcılarımızdan yeni nesil, çevre ile uyumlu ve son teknoloji termik santraller kurulmasını istiyoruz. Aynı şekilde iş sağlığı ve güvenliği de taviz vermediğimiz noktaların başına geliyor. 2016'da yenilenebilir kaynakların elektrik üretimindeki payını da yüzde 31'in üzerine taşıdık. Yenilenebilir enerjide de aynı formatta bir sistem ortaya koyuyoruz. Tüm izinleri alınmış, altyapısı tamamlanmış, yatırımın hızla hayata geçmesini teşvik edecek modelle yerli üretim ve Ar-Ge altyapısını korumak için de bir şartname oluşturduk. Güneşte ve rüzgarda iki büyük yatırımı da sizlerin huzurunda hayata geçiriyoruz."