Poujoulat 30 yıldan fazla bir süreden beri bilgi ve becerisini müstakil evler, toplu ve endüstriyel konutlar için komple duman tahliye sistemleri tasarımına adamış bulunmaktadır. Piyasayı sürekli takip etmek suretiyle, tüm çözümlerimiz, önce araştırılıp test edilir, sonra ısıtma cihazı imalatçıları, dağıtımcılar ve inşaatın profesyonelleriyle işbirliği halinde geliştirilir. Yeni binalarda veya renovasyonda, ısıtma cihazı ne olursa olsun, Poujoulat Baca sistemleri, her montaj durumuna uygun, eksiksiz ürün gamları sunuyor: duman bacaları, bağlantı, astar baca, hazır baca şapkaları, hermetik kazan bacaları, duman çıkarma cihazları, susturucular…

 

Poujoulat’ın tüm ürünleri, Ceric Laboratuarı’nda yoğun ve düzenli deneylere tabi tutulur. Ceric Avrupa’nın en gelişmiş bağımsız çelik baca  laboratuarıdır. Bu laboratuarda Ar-Ge ve ürünlerin imalat takibi çerçevesinde, her yıl bin deney yapılmaktadır. Ayrıca burada yüzde 15’e kadar tasarruf yapabilen, diğer bacalar arasından öne çıkan ürünleri imal edebiliyoruz. 

 

“Sektörümüz Büyük Sorumluluk Taşıyor”

Türkiye’de 2007’den beri  faaliyette olan Poujoulat yerli ve yabancı sermaye ortaklı çok eski bir şirkettir. Sektörümüz diğer inşaat malzemeleri ve hizmetleri sektöründen daha ciddi bir sorumluluk taşıyor. Çünkü gelişmiş ülkelerin tarihine baktığımızda da bu böyle olmuş. Bugün bakıyoruz özellikle doğalgaz tarafında veya soba kullanımında zehirlenme olayları var maalesef. Bunların dışında özellikle kebapçılarda, fırınlarda v.s. olmak üzere her gün bacalardan kaynaklanan yangınlar çıkıyor. Bu tip olayların özellikle Batı Avrupa ülkelerinde hiç olmadığını görüyorsunuz. Ama onların bu tip olayları yaşamaması bizden daha ileri olmalarından dolayı değildir. Fark, onların da bizim şu anda yaşamakta olduğumuz sorunları bir dönem yaşamış olmaları ancak karşılığında önemli adımları atarak bunları engelledikleri konusunda ortaya çıkıyor. Burada da mesleki bilincin ve mesleki sorumluluğun en önemli unsur olduğuna inanıyoruz. Burada çelik baca sektörünün veya topyekün bir baca sektörünün Türkiye’de nasıl bir potansiyele sahip olduğunu, Türkiye’nin coğrafyası itibari ile nasıl bir üst haline getirilebileceğini tekrarlamak istemiyorum. Çünkü bu Türkiye’nin zaten bir gerçeğidir. Önemli olan bunu nasıl hayata geçirebileceğiniz konusudur. Bunun için ilk önce bilinçlendirme yapılması gerekiyor. Bunun için de bizim yaptığımız faaliyetler var.

 

Bilinçlendirme İçin Yapılan Çalışmalar

Poujoulat senelik olarak tüm faaliyetlerini bir kitapçıkta topluyor. Her türlü veriye hem mahalli olarak hem de operasyonel faaliyet raporu olarak bu kitapçıktan ulaşabiliyorsunuz. İki sebeple bu kitapçığı yayınlıyoruz. Birincisi bilginin paylaşılmasına samimiyetle inandığımız için ikinci sebep de Poujoulat halka açık bir şirket olduğu içindir. Bunun dışında bilgilendirme bültenleri çıkarıyoruz. Gaz segmentinde hizmet veren mühendislik şirketlerine periyodik olarak baca sektöründe ve Poujoulat dünyasında neler oluyor, Poujoulat ne tür hizmetler veriyor gibi konuları duyurmaya çalışıyoruz. Son kullanıcıya yönelik faaliyetlerimiz de var. Diğer taraftan da Türkiye’de bir takım faaliyetleri olan cihaz üreticileri ile de ortak çalışmalarda bulunuyoruz. Mesela cihazların yenilenmesi, rönevasyonu veya sorunlu yerlerdeki, bunlar apartmanlar ve iş yerleri olabilir, iyileştirme çalışmaları yapılırken de son kullanıcıya bilgilendirme broşürleri dağıtıyoruz. Bir baca sattığımızda son kullanıcının eline ulaşmasını sağladığımız kullanım kılavuzlarını veya her sene en az bir kere bakım yaptırmasını teşvik edecek hatırlatma kitapçıkları veriyoruz.  Ayrıca her dilde yayın yapan oldukça kapsamlı bir internet sitemiz de var. Bu siteden ürünler ile ilgili bilgiler, baca ile alakalı sıkça sorulan sorular gibi konulara ulaşılabiliyor. Bunların haricinde önemli bulduğumuz ve ulaşabildiğimiz yerlerde eğitimler, seminerler vermeye gayret ediyoruz. Üreticiler ile ortak çalışmalar, meslek içi eğitimler, kendi elemanlarımız dahil bu konuda profesyonel çalışanlar ile yurtdışı gezileri yapıyoruz. Bu çalışmalar bir şirket tanıtımdan ziyade bacanın önemini anlatan çalışmalardır. 2008-2010 yılları arasında ortalama olarak 22 ila 30 arasında seminer gerçekleştirdik.

 

Kritik Kelime: “Kontrol”

Hayatımızın ayrılmaz parçası ateş bugünkü medeniyetin en temel ihtiyaçlarından bir tanesidir. Modern hayatta evimizde, işyerimizde ısı konforu arıyoruz. Yemek pişirmek için ateşe ihtiyaç duyuyoruz. En temel konforlarımızın sağlanabileceği yegane unsur yanmadır. Zaten medeniyet insanoğlunun ateşi kontrol edebildiği anda başlamıştır. Ateş konfor ve güvenlik getiriyor fakat aynı derecede de gazetelerde gördüğümüz gibi karbon zehirlenmesinden yangınlara kadar da çok ciddi tehditler oluşturabiliyor. Ama ateşi kontrol edebildiğimiz sürece bize faydalıdır. Kontrol olduğu zaman konfor, kontrol olmadığı zaman tehlike vardır.     

 

Gün geçtikçe ekolojik konular gündeme geliyor ve alternatif yakıt kaynakları aranıyor. Ancak tüm dünya bulunduğu modern hayatın konforuna devam edebilmek için en azından şu an fosil yakıtlara bağımlı. Evet, yeşil enerjiye milyarlarca Euro’luk yatırımlar var ama bugün ister fotovoltaik sistemler olsun, ister rüzgar enerjisi, ister hidro enerji, isterse de ısı pompası olsun bütün bunlar ancak ön ısıtmada tasarruf yapabilecek ilave sistemler olabiliyor. Ama tek başına bir evi veya tek başına bir iş merkezini sadece bunlar ile ısıtmanız mümkün değil. Bağımlı olduğumuz fosil yakıtı yaktığımız anda da duman kaçınılmazdır. En kritik kelime kontrol kelimesi idi. Ateşi kontrol ettiğimiz araç ısıtıcı cihaz, dumanı kontrol ettiğimiz araç ise bacadır. Isıtıcı cihazda işi kişisel tercihlere bırakabilirsiniz. Bütçe açısından pahalı bir kazan almayıp yerine soba alabilir ya da keyif için şömine alabilirsiniz. Ancak baca da iş kişisel tercihlere bırakılamaz. Bacada işi kişisel tercihe bıraktığınız anda kontrolsüzlüğe bağlı her türlü zararı da göze almamız gerekir. Sadece Türkiye’de değil bütün dünyada bu böyle zaten. Baca kazalarının önlenebilmesi için, baca seçiminin kişisel tercihten çıkartılarak işin sadece profesyonellere bırakılması ve mesleki uygulamaya tabi tutulması gerekir.  

 

Karbon monoksit öyle bir zehirli yılandır ki gaz bağlandıktan 7 gün sonra zehirlenen de var 13 yıl sonra zehirlenen de. 10 yıl bir şey olmaması bir anlam ifade etmiyor. Çünkü oradan zehirli atıkgazlar geçiyorsa ve atıkgazların geçtiği baca sadece tuğladan örme bir boşluk olarak algılanıyorsa her zaman tehlike vardır. İçine bir delik konulmuş baca tuğlası adı verilen ve hiçbir standardı olmayan, sadece piyasadaki bir açığı kapatmak üzere tuğlacıların piyasaya sürdüğü, herkesin de göz yumduğu, kimsenin farkında olmadan binlerce aboneye gazın açıldığı  bu yerlerde zehirlenme olayları yaşamak sürpriz değil. Sonuç olarak  Sağlık Bakanlığı’nın 2010 yılındaki verilerine göre 8 ayda kayıtlara geçmiş 24 bin 483 karbon monoksit zehirlenmesi ve 138 de ölüm vakası var. Bunlar yüzümüzün kızarması gereken sonuçlar. 

 

Baca Pazarı

Şömine Fransa’da 570 bin adet, Almanya’da 550 bin adet satılıyor. Yoğuşmalı cihazlarda yılda 1 milyon 600 bin adet satışla İngiltere açık ara önde. Atmosferik cihazlarda ise İtalya ve Türkiye ön plana geçiyor. Şöyle enteresan bir şey var; AB ülkelerinde 2009-2010 yıllarında yapılan araştırma verilerinin analizinde çalışır durumda 60 milyon şömine ve soba, 140 milyon da kombi kazan olduğu görülüyor. Kombi ve kazanların yüzde 80’i 10 yıldan eskidir. Şömine ve sobanın yüzde 80’i odun, yüzde 15’i kömür, yüzde 5’i de gaz kullanıyor. Şimdi gördüğünüz gibi bu ülkelerdeki hem cihaz sektörü hem baca sektörü bu veriler üzerinde gerçekçi gidiyor ve ulusal enerji politikaları ile ilerliyor. Bizim de olaya böyle yaklaşmamız gerekir diye düşünüyorum. 

 

AB’de yıllık 1,9 milyar Euro’luk baca sektörü var. Metal bacalar bir milyar Euro yükselişte. Tuğla seramik bacalar 400 milyon Euro düşüşte ve artık kullanılmıyor. Seramik bacanın esası Almanya ve Doğu Almanya’dır. Temelden yukarı doğru yapılan inşaat sisteminin bir parçasıdır. Bütün baca sistemleri artık hem hafife döndü hem de yukardan aşağıya inmeye başladı. Seramik bacanın rönevasyonu da çok zor. Seramik bacayı aslında sadece seramik olarak düşünmeyin. Dışındaki o hafif beton dedikleri kütlesi ile ve bütün sistemiyle beraber yaparsanız bir sistemdir. O da tüm bileşenleri ile aynı bir metal baca gibi bir sistem olmak zorunda. Hem ağır binaya yük getiriyor hem de yüksek katlı binalara uygun çözüm değil. PP bacalar yoğuşmalı cihazların artması ile beraber 500 milyon Euro ile yükselişe geçti. Fransa’da doğalgaz kullanımı yılda yaklaşık 40 milyar metreküptür. Metal baca pazarı büyüklüğü ise 250 milyon Euro’dur. Türkiye’de doğalgaz kullanımı yılda yaklaşık 35 milyar metreküp ve metal baca pazarı büyüklüğü ise 15 milyon Euro. Burada sorun nerede? Türkiye’de 89 ile 165 milyon Euro arasında bir baca pazarı olması gerekirken bu rakam 15 milyon Euro çıkıyor. Bu kaçağın nerede olduğunu bilirsek sorunların nereden kaynaklandığının cevabını da bulmuş olacağız.