Şirketinizin yenilenebilir enerjiye yönelik güncel faaliyetleri hakkında bilgi verir misiniz?

Bosch Termoteknik’in önemli iş kollarından birisi de yenilenebilir enerjiler ve alternatif sistemlerdir. Biz Türkiye’de bu alanda, Buderus markasının geniş bir ürün gamıyla piyasada bulunuyoruz. Bunlardan bazıları ısı pompaları ve güneş enerjisi sistemleridir. Bunlar ürün gamımızda yenilenebilir enerjiler kaynaklı ürünler olarak bulunuyor. Isı pompası ürün grubunda toprak kaynaklı ve su kaynaklı ısı pompalarımızı daha önce piyasaya sunmuştuk. 2012 yılından itibaren ise Buderus markasıyla hava kaynaklı su pompasını piyasaya sunacağız. 

Bizim tüm ısı pompalarımız Buderus markası altında satılıyor. Daha önce toprak kaynaklı ısı pompamız ve sudan suya ısı pompamız vardı. Şimdi de yılbaşından sonra Türkiye’de havadan suya ısı pompasını piyasaya sunacağız. Hava kaynaklı ısı pompaları bana göre önümüzdeki dönemde piyasada daha fazla öne çıkacak. 

 

Neden önümüzdeki dönemde daha fazla ısı pompası satışı mümkün olabilecek?

Isı pompaları ile ilgili tanıtım faaliyetleri yapıyoruz, seminerlerimiz oluyor. Sivil toplum kuruluşları ile ortak aktiviteler, konferanslar düzenliyoruz. Isı pompasını profesyonellere, son kullanıcılara anlatıyoruz. Dolayısıyla bu ürünlerin tanıtımı yapıldıkça; sağladığı faydaların, tasarrufların farkına varılacak, daha fazla akılda kalmaya başlayacak. Bundan dolayı da pazarda büyüme olacağını tahmin ediyorum.

 

Yine, Bina Enerji Performans Yönetme-liği’ni hatırlarsak; 20 bin metrekarenin üzerindeki yerlerde 15 yıldan daha az bir geri ödeme süresi söz konusu ise ısı pompasının bir alternatif olarak muhakkak değerlendirilmesi gerektiği yazıyor. Bunun kullanıcı bilinci oluşturma yönünde atılmış bir adım olduğunu düşünüyorum. 

 

Şimdiye kadar ısı pompalarını yüksek maliyetleri nedeniyle bir seçenek olarak görmezdik. Şimdi maliyetler ne durumda?

Biz yatırımcı ve son kullanıcı ile daha fazla iletişime geçmeye; bu cihazları onlara anlatmaya çalışıyoruz. Bu tanıtım faaliyetlerinin bir parçası da, tabi ki belli analizler yapılmasıdır. Bir sistemde ilk yatırım maliyetini, operasyon maliyetini, işletme maliyetini ve servis maliyetini bir olarak düşünmek lazım. İlk yatırım maliyetine baktığınız zaman tabi ki ısı pompaları klasik sistemlere göre daha pahalı ancak bunun işletmesinden gelen yüksek bir tasarrufu var. Bu sayede de ciddi bir geri ödeme imkanı oluyor. 

 

Yönetmeliğin öngördüğü gibi bu sistemler daha çok 20 bin metrekare üzeri yerler için daha uygun gibi görünüyor. Peki konutlarda kullanımı uygun mudur?

Hava kaynaklı ısı pompaları konutlarda da kullanılabiliyor. Ne anlamda? Birincisi kapasite anlamında. Yani kapasite 5-6 kw’a kadar düşebiliyor. Hava kaynaklı ısı pompalarında daha küçük cihazlar var. İkincisi hava kaynaklı ısı pompasının montajı çok kolay. Evin içindeki klasik ısıtma tesisatına doğrudan bağlayabiliyorsunuz. İç ünitesi kombi görünümünde, dış ünitesi ise split klimanın dış ünitesi gibidir. 

 

Uygulaması, montajı, servisi kolay olduğu için konutlarda da bundan sonra alternatif olacağını düşünüyorum. 

 

Yenileme pazarında bu sistemleri uygulama imkanı olabilir mi?

Yenileme pazarında bu sistemleri uygulama imkanı olabilir ama bunun için zamana ihtiyaç olduğunu düşünüyorum. Çünkü doğalgaz nispeten Türkiye’de hala yenidir. Tabi ki büyük şehirlerde, Ankara, İstanbul, Bursa gibi, doğalgaz kullanılıyor ama diğer şehirlerde doğalgaz daha yeni hatta bazı şehirlerde doğalgaz bağlantı çalışmaları yapılıyor. Bu anlamda bakıldığında doğalgaz sektörü genç bir sektör. Türkiye’de ciddi bir kombi pazarı var. Önce bunlarda bir yenileme pazarı söz konusu olacak. Burada bacalı kombilerden hermetik kombilere geçiş süreci yaşanacak. Konvansiyonel kombiden yoğuşmalı kombiye geçiş olacak. Dolayısıyla şimdilik bunların daha çok gündeme geleceğini düşünüyorum. Bunlardan sonra da ısı pompalarına geçiş için bence hiçbir engel yok.

 

Güneş enerjisi alanındaki çalışmalarınız nelerdir?

Güneş enerjisinde ürün gamımız oldukça geniş. Bireysel kullanımdan, otel, hastane, okul gibi yerlerde daha büyük uygulamalara dönük çoklu kolektörlü, pompalı, otomasyonlu sistemlere kadar her türlü çözüme sahibiz. Kullanıcı ne istiyorsa, nasıl bir ihtiyacı varsa hepsine cevap verebilecek ürünlerimiz mevcut.  Biz büyük sistemlerde de yine servis hizmetini veriyoruz. Yatırımcı bir otel tasarlıyor ise ve bize gelip güneş enerjisi sistemi kullanmak istediğini söylüyorsa; biz o otelde nasıl çoklu kolektör, pompa, tank sistemi tasarlanmalı gibi konularda servis hizmetini veriyoruz. Ciddi bir bilgi birikimi ve tecrübemiz var. Bunu paylaşmaya çalışıyoruz. 

 

Bu sistemlerin ısıtmada kullanımı ile ilgili neler söyleyeceksiniz?

Bu sistemlerin ana işi sıcak su üretimi ancak ısıtmaya da destek olabiliyor. Bununla ilgili gerekli otomasyonumuz var. Bunun için kullanıcı haricen bir para ödemiyor. Sadece projeyi biraz büyütmek gerekiyor. Örneğin sıcak su üretmek için 2 tane kolektöre ihtiyacınız varsa ısıtma işin içine girdiğinde kolektör sayısı artıyor. Bizim karşılama oranları dediğimiz oranları hesaplayan bilgisayar programlarımız var. Yani “sıcak su ihtiyacının yüzde kaçı bu sistemle karşılanıyor?” gibi. Bu hesaplamada, bulunduğunuz yer, açı gibi unsurlar önemli. 

 

Bu sistemleri almak isteyenlere devlet tarafından herhangi bir teşvik yapılıyor mu?

Devlet tarafından bu ürünleri almak isteyenler için herhangi bir teşvik mekanizması uygulanmıyor. Biz bu ürünleri, almak isteyenlere olabildiğince uygun fiyattan satmaya çalışıyoruz. Biz üretici olduğumuz için burada fabrikalar ile gerekli pazarlıkları yapıp Türkiye’de bu ürünleri daha hesaplı fiyatlardan sunmaya çalışıyoruz.

 

Başka ülkelerde bu konuda teşvik mekanizması var mı?

Evet. Avrupa’da bazı ülkelerde güneş enerjisi sistemlerine, bazı ülkelerde ısı pompalarına, bazı ülkelerde de her ikisine belli teşvikler var. Bu teşvikler en başta piyasanın oluşması için  itici güç olarak kullanılıyor. En başta ciddi bir teşvikle başlanıp pazar oluşturuluyor sonra yavaş yavaş pazar oluştukça bu teşvik kademeli olarak azaltılıyor. Pazar oluştuğunda cihaz satışı başlıyor. Cihaz satışı başladığında bu sistemler insanların kafasına giriyor. 

 

Cihazların değişme zamanı geldiğinde tekrar bir değişim pazarı oluşuyor ve pazar dönmeye devam ediyor. Daha sonra bu teşvikler 5 yılda bir, 10 yılda bir gibi kademeli olarak azaltılıyor. Türkiye’de de böyle bir teşvik mekanizması pazarın oluşmasına ciddi katkıda bulunacaktır.

 

Bina Enerji Performans Yönetmeliği açısından  konuyu değerlendirirsek şu anda yenilenebilir enerjilerin pek fazla önemsenmediği gibi bir izlenim var. Sizin bu konudaki değerlendirmeleriniz nedir?

Ticari binalarda, 20 bin metrekarenin üzerindeki yerlerde muhakkak alternatif olarak ısı pompasının ele alınması gerektiği yazıyor. Burada tabi bize de iş düşüyor. Bizim bunu daha çok anlatmamız lazım ki insanlar bunu alternatif olarak alsınlar. Ben, Bina Enerji Performans Yönetmeliği’ne baktığım zaman 2 bin metrekarenin üzerindeki binalarda merkezi sistem olma zorunluluğunun artık piyasada kendini hissettirmeye başladığını düşünüyorum. Yeni projelerde artık hep merkezi sistem talebi ortaya çıkıyor. Burada da yoğuşmalı kaskad sistemlerin öne çıktığını görüyorum. Bence bu sevindirici bir şey. 

 

Merkezi sistemde yoğuşmalı kaskadların kullanılması çok doğru bir şey. Bu anlamda Bina Enerji Performans Yönetmeliği’nin iyi bir katkısı var. 

 

Doğalgaza, elektriğe zamlar geliyor. Bu yüzden daha verimli cihazların kullanımı kullanıcının yararınadır. Verimli sistemlere doğru bir talebin oluştuğunu; artık tüketicilerde bu bilincin oluşmaya başladığını hissediyorum.