
“2011 Yılında Isıtma, Soğutma ve Havalandırma Sektörünün Yüzde 10 Büyüyeceğini Öngörüyorum”![]()
![]()
Bu değişikliğin tabi birtakım etkileri de olacak, bununla ilgili de çalışmalarımız devam ediyor. Satış, pazarlama ve satış sonrası hizmetler alanında herhangi bir değişiklik olmadı, sonuçta bu sadece bir ticari unvan. Türk Ticaret Kanunu doğrultusunda, fatura, irsaliye, antetli kağıtlar vs. gibi resmi evraklarda kullandığımız unvanımız değişmiş ve artık Bosch Termoteknik olmuştur. Zaten 4 yıl önce Bosch grubuna katılmış bir şirketiz. Fakat bizim ürün gamımızda bildiğiniz gibi farklı farklı markalarımız mevcut. Bosch Isı Sistemleri satış grubumuz Bosch markalı ürünleri, Buderus satış grubumuz Buderus ürünlerini satıyor, aynı şekilde Bosch Termoteknik’in üretmediği ama bizim Türkiye distribütörü olduğumuz Daikin markasını da satıyoruz ve yine bu üç ana ve temel büyük markanın yanında brülör, kapalı genleşme kabı ve farklı tip klimalar gibi başka sattığımız yan ürünlerimiz de var. Dolayısıyla bizim ürün gamımızda herhangi bir değişiklik olmadığı gibi, satış organizasyonumuzda, sistemimizde ve stratejimizde bir değişiklik yoktur. Bundan sonra sattığımız ürünlerin marka bazında pazarlamasına, satışına, satış sonrası servis hizmetlerine de devam edeceğiz. Yani Bosch markalı ürünler yine eskisi gibi Bosch markasıyla, Buderus markalı ürünler Buderus markasıyla, Daikin markalı ürünler de Daikin markasıyla pazarlanacak.
“Isısan Servis ve Isısan Akademi aynı şekilde hizmet vermeye devam edecek”
Bizim marka bazında Bosch ve Buderus gibi ürünlerimizin yanında, yine Isısan markasıyla pazarlamasını yaptığımız hizmetlerimiz de var. Örneğin bunlardan biri, servis hizmetimiz. Servis hizmetimiz tek merkezden ve çok markalı bir organizasyona sahip ve sattığımız bütün markalara hizmet verebiliyor. Bütün servis organizasyonumuzun şemsiye markası Isısan Servistir ve bu aynen devam edecek. Aynı şekilde eğitim ve tanıtım faaliyetlerimizi yaptığımız Isısan Akademi diye de bir organizasyonumuz mevcuttur. Isısısan Akademi de bir marka ve bu da değişmeyecek. Yine biz Isısan Akademi adı altında her türlü eğitim, tanıtım, seminer aktivitelerimizi, kitap, katalog, yayın çalışmalarımızı Isısan Akademi markası altında devam ettireceğiz. Bu anlamda kısaca toparlamak gerekirse, Isısan’ın, Bosch grubunun Termoteknik işkolundaki bir şirket olarak, şirket ticari unvanı Bosch Termoteknik Isıtma ve Klima Tic. A.Ş. olarak değişmiştir. Satış – pazarlama tarafında yine marka bazında pazarlama aktivitelerimiz, satış aktivitelerimiz aynen eskisi gibi devam edecektir.
Bizim satış teşkilatımızda Bosch ve Buderus markaları ayrı kanallardan satılıyor. Zaten geçmişte de bizim Bosch bayilerimiz ve Buderus bayilerimiz diye ayırdığımız iki tane kanalımız vardı, bu sistem aynen devam edecek. Daikin markalı ürünleri ise her iki kanalımız da satabiliyor ama tabi geçmişten gelen bir alışkanlık ve klima sektörüne olan aşinalık ve tecrübeden dolayı Buderus kanalı Daikin’i daha çok satıyor. Bu arada Bosch kanalını da biz yavaş yavaş Daikin ürünlerinin satışına ısındırmaya çalışıyoruz ama şu anda her iki kanal da bu markayı satabiliyor. Isıtma sistemleri içinde bu kanalların üst üste gelmesini istemiyoruz. Bosch markalı ısıtma ürünlerini satan Bosch bayileri ayrı bir kanal, Buderus markalı ısıtma ürünlerini satan bayiler ayrı bir kanal olarak devam etsin istiyoruz, ki bu zaten Bosch Termoteknik’in bütün dünyada uyguladığı bir strateji. Yani dünya çapında da marka bazında satış kanalları birbirinden ayrı çalışıyor.
“Türkiye, split klimada Avru pa’nın en büyük pazarıdır”
Avrupa’ya baktığınız zaman ısıtmacı bayiler veya ısıtma ile ilgili çalışan tesisatçılar, klimayla ilgili çalışmıyor, böyle bir yapı oluşmuş. Orada klimayı daha çok “electric installer” dedikleri elektrikli eşya ile ilgili çalışan firmalar monte ediyor ama Türkiye’de böyle değil. Bana göre bu daha iyi ve daha ileri bir sistem. Çünkü biz klima konusunda Avrupa’daki birçok ülkeden çok daha ilerdeyiz. Avrupa’ya baktığınız zaman Akdeniz kıyısındaki ülkeler dışında çok ciddi bir klima pazarı yok ve Türkiye, split klimada Avrupa’nın belki de en büyük pazarı. Dolayısıyla Türkiye’deki installer tesisatçılar klima konusunda çok tecrübeli. Bu anlamda bizdeki tesisatçıların hem ısıtma işi, hem klima işini beraber yapmaları, bence doğru bir çözümdür ve önümüzdeki dönemde Avrupa klima konusunda tecrübe kazandıkça, benim tahminim bu tarafa doğru bir gidiş olacak. Çünkü Türkiye dediğim gibi klima alanında Avrupa’dan çok daha ileri bir konumda.
“Daikin VRV için bayilerin yetki belgesi alması şart”
Sistem klimalarında Daikin’in VRV satışıyla ilgili bir uygulamamız var. Bizim bayi teşkilatımızda merkezi sistem klima satmak isteyen, bu konuya yatırım yapmak isteyenlerin Isısan Akademi’nin düzenlediği VRV yetki eğitimlerine katılmaları gerekiyor ve bunun sonucunda da VRV yetkisi belgesi alması gerekiyor. Ürün ve montaj kalitesinde bir problem olmaması için, hesapların düzgün bir şekilde yapılabilmesi için bizim bu tip yetki eğitimlerini yapmamız gerekiyor. Dolayısıyla bizim bayi teşkilatımızda olan ve bu VRV yetkisi almak isteyen ve bu konuda yatırım yapmak isteyen bayilerimiz her yıl açılan eğitimlere katılıyorlar. VRV montaj ve satış yetkisi aldıktan sonra da VRV ve merkezi sistem klima işlerini yapabiliyorlar.
“İnşaat sektöründeki canlanma bizim sektörümüzü de olumlu etkiledi”
2010 yılı bana göre; hem bizim için, hem ısıtma, soğutma, klima, havalandırma sektörü için iyi geçti diye düşünüyorum. Türkiye’nin 2010 yılında 2009’a göre ciddi bir büyüme yarattığını görüyoruz. 2010 yılında faiz oranlardaki düşüşler, tüketicinin kredi kullanmasını rahatlattı. Depreme dayanıklı konut ihtiyacımızın olduğunu muhakkak dikkate almak gerekir. Aynı şekilde büyükşehir belediyeleri tarafından kentsel dönüşüm projeleri yapılıyor. Bu projeleri çok olumlu ve pozitif projeler olarak değerlendiriyorum.
“Kombi değişim pazarı da satışları büyük oranda artıracak”
Bunların dışında göz ardı edilmemesi gereken bir konu daha var ki o da ülkemizde doğalgazın seyiri.
“Türkiyede 22 senedir doğalgaz kullanılıyor.”
Doğalgazlı cihazlar satılıyor, takılıyor ve çalıştırılıyor. Elbette bu cihazların da belli bir ömrü var. İyi kalitede bir kombinin uluslararası standartlarda ömrü 15 senedir. Cihazlarda değişimler gerçekleşiyor, yani bizim değişim pazarı dediğimiz pazar da hareketleniyor. Türkiye’de şu anda yaklaşık 6.2 milyon bireysel doğalgaz abonesi var. Bildiğim kadarıyla bunun yaklaşık bir milyonu doğalgaz sobası kullanıyor, kalan aboneler ise kombi kullanıyor. Her sene bu cihazların da belli bir kısmı bundan sonra değişecek, bu da bizim gibi şirketler için bir yeni pazar diye düşünüyorum. Burada tabi şöyle de bir konu var, ona da değinmeden geçemeyeceğim. Bir kombinin uluslararası standartlarda ömrü 15 sene dedik, ama siz eğer tüketici olarak karşınızda iyi bir alternatif bulursanız 15 seneyi beklemeden de cihazınızı değiştirebilirsiniz. Nedir bu iyi alternatif? Örneğin konvansiyonel, standart verimli bir kombi kullanıyorsanız evinizde, piyasada da reklamlar ve tanıtımlar yoluyla yoğuşmalı kombiler ön plana çıkmaya başladıysa, siz evinizdeki konvansiyonel kombi ömrünü doldurmamış dahi olsa bunu bir yoğuşmalı kombiyle değiştirme imkanına sahip olabiliyorsunuz.
Sonuçta standart verimli konvansiyonel bir kombiyi bir yoğuşmalı kombiyle değiştirdiğiniz zaman daha az enerji harcayacaksınız, daha az doğalgaz yakacaksınız ve daha az para ödeyeceksiniz. Bu sayede zaten bir konvansiyonel kombiyle bir yoğuşmalı kombi arasındaki fiyat farkını kapatacaksınız. Bu anlamda belki burada sizin vasıtanızla tüketiciye de bu mesajı vermeyi faydalı görüyorum. Cihaz satın alırken, cihaz seçerken, sistem seçerken yüksek verimli yeni teknolojileri seçmek, her zaman daha iyi olacaktır diye düşünüyorum.
“Doğalgazın giderek yaygınlaşması da pazarı büyütecektir”
Türkiye’deki doğalgaz altyapısının halen genişlediğini de halen yeni illerde ihaleler yapılıp, yeni illerin doğalgaz altyapısına bağlandığını da unutmamak lazım. Büyük şehirlerde doğalgaz geldikten sonra bunun bütün bir şehre yayılması zaman alıyor. Yani bütün şehirde doğalgaz altyapısının tamamlanıp doğalgaz kullanılmaya başlanması hemen gerçekleşmiyor. Örneğin İzmir’e doğalgaz 3-4 yıl önce geldi ama hala her yerde doğalgaz yok ve her sene de çok ciddi bir pazar artışı görüyorum.
“2011 yılında pazarda % 10 oranında bir artış bekliyorum”
Bütün bunları toparlarsak inşaat sektöründeki gelişim, doğalgaz altyapısının genişlemesi, doğalgaz kullanımının artması, yaygınlaşması, sahadaki mevcut cihazların ömürlerini doldurması sebebiyle veya daha yeni alternatifler çıkması sebebiyle değişmesini de dikkate alırsak, bunların hepsini dikkate alıp alt alta topladığım zaman 2011 yılının da en az 2010 gibi hatta 2010’dan belki biraz daha iyi olabileceğini düşünüyorum.
2009’da Türkiye’deki toplam kombi satışının ben aşağı yukarı 400-450 bin civarı gerçekleştiğini tahmin ediyorum. 2010’da Türkiye’deki kombi pazarı için benim tahminim 580 bin civarında. Yani nereden baksanız pazarda yüzde 30’a yakın bir büyüme olduğunu tahmin ediyorum. Daha istatistikler açıklanmadı ama bu sadece benim tahminim. Daha önce verdiği avansı geri almış gibi düşünebiliriz, çünkü kombi pazarı 2008’de zaten yaklaşık 600 bin civarıydı, 2010 yılında 2008 yılının rakamlarını neredeyse yakalamış durumdayız. Bu sene de % 10 gibi bir artışın gerçekleşebileceğini düşünüyorum.
“Kaskad sistemlere doğru bir trend var”
Merkezi ısıtma pazarından bahsetmek gerektiğinde ise, belki Binalarda Enerji Performansı Yönetmeliği’ne değinmek gerekiyor. Yönetmeliğin son halinde, 2000 m²’nin üzerindeki binalarda merkezi sistemin kullanılması zorunluluğu geldi. Bu da bence merkezi sistemi biraz daha ön plana çıkartacaktır ve merkezi sistem için olumlu bir yaklaşım olduğunu düşünüyorum. Bildiğiniz gibi hem Bosch markasında hem de Buderus markasında yoğuşmalı duvar tipi kaskad sistemlerle bir uygulamalarımız oluyor. Ayrıca Buderus markasında döşeme tipi kazanlarda, gerek dökme demirden döşeme tipi kazanlar, gerekse çelikten döşeme tipi kazanlarla, merkezi sistem ihtiyaçlarına cevap veriyoruz. Dolayısıyla geniş bir ürün gamına sahip olduğumuz için gerek bireysel sistem, gerekse merkezi sistem ihtiyaçlarına rahatlıkla cevap verebiliyoruz.
Merkezi sistemlerde piyasada bana göre kaskad sistemlere doğru bir trend olduğunu düşünüyorum. Çünkü kaskad sistem, yoğuşmalı duvar tipi kazanlarla yapılıyor ve birden fazla kazanı bir arada çalıştırdığınız için ihtiyacınızın az olduğu günlerde bütün sistemi çalıştırmıyorsunuz. Örneğin, 4 tane 100 kilowattan oluşturduğunuz 400 kilowattlık bir merkezi sisteminiz varsa ve sisteminizin ihtiyacı o anda 100 kilowattsa, otomatik kontrol sadece bu 100 kilowattı çalıştırıyor. 100 kilowattan daha az ihtiyacınız varsa yine tek kazan kapasitesini modüle edip % 20’ye kadar indirilebiliyor. Yani isterseniz 400 kilowattlık bir sistemde siz 20 kilowatt çalıştırabiliyorsunuz, bütün sistemlerde kapasiteyi % 5’e kadar aşağıya çekebiliyorsunuz. Bunun anlamı aslında çok büyük, yani binaların ısı kayıpları dış hava sıcaklığına göre değişiyor. Örneğin hava artı 2 derece ise, size belki o binada 350 kilowatt lazım ya da yarın hava sıcaklığı artı 10 derece olursa, belki 200 kilowatt lazım. Bir tane kazan koyduğunuz zaman bu kazan ya on-off çalışacak ya da üzerinde modülasyonlu brülör bile olsa toplam kapasitesinin yani 400 kilowattın % 20’sine kadar çekebilecek, 80 kilowatta çalışacak. Ancak burada kaskad uygularsak, 20 kilowatta kadar indirebiliyor olacağız. Böylelikle çok ciddi bir toplamda sistem veriminiz artıyor ve daha az yakıt harcıyorsunuz ve cihazlarınız da eskimiyor, daha az yoruluyor.
Hem kalorimetreler hem ısı pay ölçer cihazlar bizim ürün gamımızda mevcut ve bu cihazların satışına 2010 yılında başladık ama bu kavramlar da, bu cihazlar daha henüz çok yeni. Pazarda bu ürünler üzerine çok çalışmamız, tanıtımına vakit ayırmamız ve bu alanda yatırım yapmamız gerekiyor. Açıkçası bu konu biraz daha zaman istiyor. Biz bu alanda çalışmaya geçen senenin ortalarında başladık, bu sene de yine tanıtımlarımız bu cihazlarla ilgili olacak. Bayilerimiz de Isısan Akademi’de ısı pay ölçerler ve kalorimetrelerle ilgili eğitimler aldılar ve almaya devam ediyorlar.
“Gaz dağıtım şirketleriyle ve kurumlarıyla yakın ilişkilerimizi sürdürüyoruz”
Gaz dağıtım şirketleriyle de yakın ilişkilerimiz var. İlk olarak onlarla teknolojik gelişmeleri paylaşıyoruz. Ayrıca standartlarla ilgili değişiklikler olduğu zaman, bu değişiklikler ile ilgili de belli bir teknik bilgi alışverişimiz gerçekleşiyor. Örneğin geçtiğimiz yıl UGETAM ile beraber servislerimiz için bir eğitim düzenledik ve UGETAM bizim yetkili servislerimize yangın güvenliği ve baca güvenliği gibi konuları merkeze alarak genel doğalgaz güvenlik eğitimleri verdi.
“Güneş enerjisi ve ısı pompaları bizim için çok önemli”
2011 yılında gerek güneş enerjisi sistemleriyle ilgili, gerekse ısı pompalarıyla ilgili yaptığımız tanıtımlara devam edeceğiz, konferanslarda yer almaya çalışacağız, çünkü bu cihazlar tüm Bosch Termoteknik dünyası için çok önemli, zaten ürün gamımız da bu anlamda oldukça geniş. Güneş enerjisinde hem bireysel sistem olarak, hem de merkezi sistem olarak cihazlarımız mevcut.
Örneğin bir hastanenin, bir fabrikanın veya bir otelin güneş enerjisinden sıcak su üretimini sağlayacak ürünlerimiz ile bu konuda hizmet verecek durumdayız. Aynı şekilde ürün gamımızda gerek hava kaynaklı, gerek toprak kaynaklı, gerekse de su kaynaklı tiplerde ısı pompalarımız var. Binalarda Enerji Performansı Yönetmeliği içinde de yenilenebilir enerjilerle ilgili bir bölüm var. Bu belki biraz gözden kaçıyor veya merkezi sistem, bireysel sistem sınırı kadar çok gündeme gelmiyor ama yönetmelikte ticari binalarda 20.000 m²’nin üzerindeki ısı pompası alternatifinin sistem seçiminde muhakkak analiz edilmesini ve geri ödeme süresinin hesaplanmasını, eğer geri ödeme süresi 20 yıldan kısa ise bu sistemin çok ciddi bir alternatif olarak düşünülmesi gerektiğini yazıyor. Bu da aslında bence sektöre bir mesaj olarak alınmalı, çünkü bu yenilenebilir enerjiler hepimiz için çok önemli. Daha az fosil yakıt yakmak adına, yani daha az doğalgaz, daha az fuel oil tüketmek adına önemli olduğunu düşünüyorum.
“Güneş enerjisi ve ısı pompası sektörünün büyümesi için teşvik gerekli”
Kullanımı yaygınlaştırmak için ise, bir bilinç oluşturmak gerekiyor diye düşünüyorum. Sahil kasabalarına baktığınız zaman bu bilincin biraz daha fazla oturmuş olduğunu görüyoruz ama her yerde maalesef yok. Teşvik mekanizması olsa, pazarın çok daha hızlı büyüyeceği kuşkusuz. Isı pompası elektrikle çalışıyor ve dolayısıyla bir fosil yakıt yakmıyor ve emisyon oluşturmuyor. Evet belki elektriği fosil yakıtla üretiyoruz ama elektriği de güneş enerjisinden ya da rüzgar enerjisinden elde edebiliriz. Böylelikle sıfır emisyonla elektrik üretimi sağlayabiliriz. Bu anlamda elektrik de aslında yenilenebilir enerji olarak düşünülüyor ve ısı pompaları da Avrupa’nın bazı ülkelerinde aynı şekilde teşviklerle destekleniyor ve teşvik olan ülkelerde de bu pazar büyüyor. Benim tahminim, Türkiye’de de bu teşvik mekanizması çalışabilirse, ısı pompası ve güneş enerjisi pazarı da daha da büyüyecektir. ürünler eklemeye çalışıyoruz.
“Ortadoğu ve Kafkasya bölgesinde de olumlu bir gidişat var”
2009 başından beri Ortadoğu ve Kafkasya bölgesi Türkiye’den yönetiliyor ve bu bölge için ayrı bir satış ekibimiz var. Daha önceden o bölge Almanya tarafından yönetiliyordu ve uzun yıllardır Bosch Termoteknik’in çalışmaları ve aktiviteleri orada sürüyordu.
Ancak biz Türkiye olarak o bölgeye hem coğrafi hem de kültür olarak daha yakın olduğumuz için, bölgenin yönetimi 2009’da bize devredildi. Ancak ne yazık ki, 2009 yılında biz bu bölgeyi devraldıktan hemen sonra ekonomik kriz baş gösterdi ve potansiyeli yüksek olan Birleşik Arap Emirlikleri, Dubai, Azerbaycan ve Gürcistan gibi ülkeler bu krizden ciddi oranda etkilendi, bu bizim açımızdan biraz şanssız bir durum oldu. 2010’da da yavaş yavaş bir düzelme söz konusu. Önümüzdeki yıllarda ben oradaki pazarlarda bir artış yaşanacağını düşünüyorum.
İlginizi çekebilir... İSKİD, İklimlendirme Zirvesi Sektör Liderlerini, Bakanlık Bürokratlarını ve Daire Başkanlarını Bir Araya Getirdiİlk Kez, 5 Mayıs 2025 Tarihinde Hilton Convention Center'da Büyük Bir Başarıyla Gerçekleşen İklimlendirme Zirvesi Hakkında, İSKİD Başkanı Tunç Kor... Escon Enerj, CEO'su Onur Ünlü: "Doğru Kojenerasyon Tasarımı Maksimum Verimlilik Sağlar"Dergimizin sorularını yanıtlayan Escon Enerji CEO'su Onur Ünlü ile ülkemizdeki enerji verimliliği potansiyeli ve Escon Enerjı'nin hedeflerini ... Bilal Sezer: 'Tekhnelogos Olarak, Yazılım Geliştirme Süreçlerimizde Güvenilirliği ve Performansı Ön Planda Tutmayı Hedefliyoruz'Tekhnelogos Yazılım Teknolojileri Koordinatörü Bilal Sezer doğalgaz sektörü için geliştirdikleri proje onay süreçlerinin kolayca yönetildiği ZetaCAD v... |
||||
©2025 B2B Medya - Teknik Sektör Yayıncılığı A.Ş. | Sektörel Yayıncılar Derneği üyesidir. | Çerez Bilgisi ve Gizlilik Politikamız için lütfen tıklayınız.